15.bölüm

7.1K 334 532
                                    


Barlas beni aldatmıştı.
Bunun bir özrü ya da bir telafi yoktu.
Olamazdı da!

Beni sevmekten asla vazgeçmez sandığım adam, beni ucuz bir fahişeyi aratmayan bir kadınla aldatmıştı üstelik.

Ben onun için her şeyi yapmaya hazırken onun beni aldatması affedilebilecek gibi değildi.

Belki de ben ona yetmiyordum, yetemiyordum.
Belkisi yoktu aslında yetmiyordu benim sevgim barlasın sadakatini satın almaya.

Aşk şehvete yeniliyordu.
Başka bir tene başka bir kadına tercih etmişti beni.

Barlas da her erkek gibi bir erkeğin bir kadından istediklerini istiyordu. Haklıydı da!

Belki de ben Barlas için ayhanın söylediği gibi küçük bir kızdım sadece. Barlasın geçmişini hatırlamadığı için acıyıp yanına aldığı sahip çıktığı zavallı aciz ve korunmaya muhtaç küçük bir kız...

Barlasın bana karşı hissettiği şey aşk değildi belki de. Eğer aramızdakinin adı gerçekten de aşk olmuş  olsaydı  aldatmazdı.

Onun bana hissettiği saplantılı bir koruma iç güdüsüydü. Korunmaya ihtiyacı olan küçük kuzuyu kendinden koruyamayan masaldaki kötü kurttu o.

Yaşlarım ritmik bir şekilde inip inip kalkan göğsünü ıslatıyordu. Ellerimi göğsüne koymuştum.

"Senin yüzünden oldu." 

Sesimdeki acının en keskin tonuydu. Gözle görülebilecek elle tutulabilecek kadar saf ve mattı.

Göğsüne yumruk yaparak vurduğum ellerimden tutan adam yumruk yaptığım parmaklarımı teker teker açmış ve ellerimi avuç içlerinde hapsetmişti.

"Geçti bitanem."

Beni alazdan uzaklaştırınca geçmiş miydi?
Bu kadar basit miydi?
Geçebilir miydi?

Avuç içlerinde hapsettiği parmaklarımı ellerinin arasından çekerek onu ittirmiştim.

Onu bir şekilde kendimden uzaklaştırmam gerekiyordu. Onun beni kendinden kurtarması gerekiyordu.

"Hiçbir şey geçmeyecek anladın mı? Geçmeyecek!
Senin sebep olduğun hiçbir yaram iyileşmeyecek senin dokunduğun hiçbir acım geçmeyecek benim."

Gerçekleri bilmeden söylediğim herşey birgün yaşanacak ve geriye şimdi hissettiğim acıdan çok daha büyük çok daha korkunç bir acı kalacaktı geriye.

Dokunduğu her yerimde açık yaralarım ve onun dikiş izleri vardı.
Gözlerindeki gözlerim dolu doluydu.
Geçmeyecekti!

Zaman gerçeği bilmeden kurduğum cümlelerin altını boş çıkarmayacaktı.
Barlas bir hayalkırıklıgıydı.
Öyle de kalacaktı.

"Bana bir daha sakın geçecek deme Barlas sakın!
Ben nerdeyse senin yüzünden alazı öldürüyordum.  Ellerimdeki kana bak. Şu halime bak." 

Öfke gözümü kör vicdanımı sevdiğim adama karşı sağır etmişti. Karşımdaki sevdiğim adam değil de sanki yüreğime kanlı çizikler bırakan azılı bir düşmandı. Bir düşmanla savaşıyor gibiydim barlasla konuşurken. 

Ellerimi yeniden avuçlarının içerisine alan adam bedenimi kendisine doğru çekmiş ve onu kendimden uzaklaştırmak için ittirmeme aldırış etmeden eskisinden daha da sıkı bir şekilde sarılmıştı.

Kaburgalarımı kırmak istiyormuşcasına sıkı sarılıyordu.

Saplantılı, hastalıklı bir tutkuydu bu. Aşk değildi. O an için anlamıyordum lakin aşk değildi.

Arı Kovanı #wattys2023Where stories live. Discover now