48.bölüm

2K 107 198
                                    


Merveden devam:

"Barlas!"

"Barlas!"

"Gitme Barlas!"

Olmamıştı, başaramamıştım ölmeyi bile becerememiştim. Gözlerimi açar açmaz attığım kanlı çığlıklar duvarları delebilecek kadar kuvvetliydi oysa.

"Yaşamak istemiyorum."

"Ölmek istiyorum."

"Neden kurtardınız beni neden yaptınız bana bu kötülüğü?"

"Ölmek istiyorum."

Ölmek istiyordum. Barlasın yaşamadığı bu dünyada nefes almak ölmekten beterdi benim için. Koluma taktıkları serumu çıkartıp atmıştım.

Bileğimdeki sargı aniden kalkmanın etkisiyle kana bulanmıştı. Sesimle beraber odaya dolan doktorlar çılgına dönmüş bir vaziyette çığlık çığlığa bağıran halimi  sakinleştirmeye çalışıyorlar ancak bunu bir türlü başaramıyorlardı.

Bulunduğu yerde endişe içerisinde kıvranan canavarım beni sakinleştirebileceğini zannediyordu. Saçlarıma dokunmak için kana bulanmış ellerini uzatmıştı.

"Sakın dokunma bana."

"Çek o kanlı ellerini üzerimden."

"Senden nefret ediyorum, duydun mu senden nefret ediyorum."

Olanca gücümle bağırıyordum. Ondan nefret ediyordum! Ellerini saçlarının arasına getirip sinirle saçlarını karıştıran Halit nefret çığlıklarıma tahammül edemiyordu.

"Susturun onu dayanamıyorum susturun." 

Halitin emriyle bileklerimi sıkı sıkıya tutan doktorlardan biri şırınganın içerisindeki zehri bileklerime akıtmıştı.

İçimdeki bütün nefreti en çirkin yüzüyle kusmayı istediğim adam ondan nefret ediyor olmamın verdiği gerçekle baş edemiyordu. Susturuyordu bileklerime akıttığı zehirle dilimi.

"Senden nefret ediyorum."

"Senden ömrümün sonuna kadar nefret edeceğim."

"Ne kadar uğraşırsan uğraş ayıramayacaksın bizi."

"Duydun mu senden nefret ediyorum Halit."

"Senden nefret ediyorum."

Saniyeler içerisinde sönen çığlıklarım  şırangadaki zehrin etkisiyle  sersemleştiriyordu bedenimi. Ellerini üzerimden çeken doktorlardan birisinin sesi bütün gerçeği özetliyordu.

"Hasta sinir krizi geçiriyor."

"İyi olacak mı?"

"Verdiğim ilaç onu epey bir süre uyutacaktır."

"İyi olacak mı dedim sana doktor?"

"Merak etmeyin iyi olacak." 

Yanılıyordu bunu söyleyen doktor. Hiçbir zaman iyi olamayacaktım. İyi olmak için hiçbir sebebim kalmamıştı artık.

İyi olmak için ihtiyacım olan tek sebebi vahşice katletmişler beni de barlasla birlikte öldürmüşlerdi.

Halitin kollarında yaka paça sürükleyip zorla bir arabaya tıktığı  Merve'yi İzmir'de katletmişlerdi.

Merve çoktan ölmüştü. Etrafımdaki insan yığınının gördüğü cansız et yığını onlar için Merve değil leylaydı.

Halitin cehennemine hapsedilmiş bir tutsak, onun hastalıklı zihninin asla vazgeçemediği ve henüz küçücük bir çocukken seçtiği bir kurbandı Leyla.

Arı Kovanı #wattys2023Where stories live. Discover now