47.bölüm

2.2K 122 151
                                    


Günlerdir hastane koridorlarında iyileşmesini beklediği kızın uyanır uyanmaz senden nefret ediyorum senden ömrümün sonuna kadar nefret edeceğim çığlıklarıyla sarsılan Halit perişan bir haldeydi.

Aşkının karşılığının olmadığını bildiği bir kadını deli gibi seviyordu. Her zaman kaya gibi dimdik ve sert görmeye alışkın olduğum adam eriyip bitmişti. Küçük kızın sözleri haliti yaşarken öldürüyordu.

Anlayamıyordum, neden sevmiyordu Leyla haliti. Bir insan kendisini bu kadar çok seven birisini neden sevmez onu neden istemezdi.

Siyah gözlerde gördüğüm hüzün içimde bir yerlere dokunuyordu. Neden her fırsatta canımı yakmayı adet haline getiren bir adam için üzüldüğümü bilmiyordum.

Halitin aşkını göremeyecek kadar kördü Leyla. Ona acımadan bir başkasını sevdiğini söyleyebilecek kadar da acımasızdı üstelik.

Leyla'nın yerinde olmak onun kadar sevilmek isterdim. Halitin onu sevdiği gibi beni sevmesini isterdim. Lakin bunun hiçbir mümkünatı yoktu. Halit kendisini hiçbir zaman sevmemiş ve sevmeyecek olan bir kadını seviyordu.

Aşk neden hep imkansızı istiyordu, neden her zaman imkansızın peşinde koşuyordu. Halitin beni görme ihtimali bile yoktu.

Hastanenin koridorlarında küçük adımlarla yanına gittigim adamın   omzuna koyduğum ellerim titriyordu. 

"Geçecek!"

Halit'ten ve vereceği tepkiden korkuyordum. Sevdiğim adamın bir başkasını sevdiğini bile bile uzatıyordum ellerimi.

Oysa biliyordum hiçbir zaman tutmayacaktı ona uzattığım ellerimi. Yerdeki kafasını kaldıran Halit siyahlarını dikmiş gözlerimin içerisine bakıyordu.

"İyi olacak leyla." 

İyi olacaktı, hiçbir zaman haliti sevmeyecek ama iyi olacaktı.

"Benden nefret ediyor."

Dudakları titriyordu. Halit kimse görmese de acı çekiyordu. Leyla gerçekten de ondan nefret ediyordu. Sözlerinden cesaret aldığım adamın yanına oturmuş ve ellerimi yüzüne koymuştum.

"Siz nefret edilecek birisi değilsiniz."

"Öyle mi diyorsun."

"Öyle  sadece leylayı çok seviyorsunuz bunu zamanla o da anlayacaktır"

Siyah gözlerinin ilk defa parladığına şahit olduğum adam küçücük bir ihtimal için can çekişiyordu. Leyla'nın onu sevebilme ihtimalini bile seviyordu.

"Anlar mı dersin gerçekten de zamanla." 

"Anlar."

Anlayabilir miydi sahiden de zamanla Leyla halitin  herşeyi onu sevdiği için yaptığını?

Leylanın odasından çıkan doktor halite "Barlas bey siz misiniz?"

Diye sormuştu.

"Hasta durmadan isminizi sayıklıyor." Diye devam etmişti.

Demek ki Leylanın sevdiği adamın ismi barlastı.

"Onu görebilir miyim doktor?"

"Tabi isterseniz yanına girebilirsiniz."

"Nasıl peki Leyla iyi mi, iyileşecek mi?"

"Şu an ona verdiğim sakinleştiricilerin etkisinde olduğundan sizi duyması imkansız lakin varlığınızı hissetmek ona iyi gelecektir." demişti doktor.

Halit o an belki de ölesiye bir istek ve tutkuyla Barlas olmayı istiyordu. Tıpkı leylanın onu sevmesini istediği gibi.

Dışarıdan onları izliyordum. Doktorların verdiği sakinleştiricilerin etkisiyle kendinden geçmiş bir vaziyette uyuyan kızın saçlarını okşayan Halit ağlıyordu.

Arı Kovanı #wattys2023Onde histórias criam vida. Descubra agora