8.bölüm

9.2K 443 436
                                    


"Alaz'ı nerden tanıyorsun ondan bu kadar çok bahsettiğine göre alaz senin için çok önemli birisi olmalı."

Emre buruk bir gülümsemeyle gülümsemişti.

"Aslında alaz benim kuzenim kendisini çok severim ama yıllardır yurt dışında yaşadığı için pek fazla görüşemiyoruz."

"Ne güzel insanın bir kuzenin olması."

"Öyle! Senin yokmu?"

"Yok!"

Gelişi güzel bir yoktu bu.
Belki de vardı bilmiyordum ki. Geçmişim karanlıktı, sisli bir perde örtüyordu bütün gerçekleri.

"Alaz yurt dışında çok önemli birisini kaybetti demiştin özel olmazsa ailesinden birisini mi kaybetti yani öldüler mi?"

"Öyle de denilebilir aslında, o bir ölüyü değil nerde ve ne halde olduğuna dair hiçbir fikrinin olmadığı bir diriyi arıyor."

İyice meraklanmıştım.

"Alaz kimi arıyor emre?"

"İki yıl önce kaybolan kız arkadaşını."

Anlaşılan alazın oldukça üzücü bir hikayesi ve hala kanayan yaraları vardı. Ancak kanatanın sarabileceği kanı içine damla damla sızan yaraları...

Neden kötü olduğunu sormama bile gerek yoktu. Çok sevdiği birisini kaybetmiş ve onu bir türlü bulamıyordu. İnsanın aradığını bulamaması ölümden beterdi. Kendimden biliyordum.

Benim sorularımın da hiçbir cevabı ve barlas'tan başka hiçbir muhatabı yoktu. Barlasın anlattıklarının dışında hiçbir şey bilmiyordum geçmişime dair.

Alazın yerinde olmayı hiç istemezdim. Emreye bu buruk hikayeden çok etkilendiğimi belli eden üzücü bir ses tonuyla konuşmuştum.

"Üzüldüm."

Gerçekten de üzülmüştüm alaz için.

"Üzül diye anlatmadım güzelim. Zaten alazın yanına gidince bu konuyla ilgili konuştuklarımızı unutmanı rica ediyorum senden. Alaz Leyla'yı bulamadığı için yeterince üzgün ve bu konuyla ilgili konuşmayı da pek sevmiyor aslında iki senedir pek iyi olduğu da söylenilemez. İyice psikolojisi bozuldu."

Böyle bu durumda nasıl sağlıklı kalınabilirdi ki?

"Kızın adı Leyla mıydı?"

"Evet leylaydı kaybolduğunda on sekiz yaşındaydı. Şuan yirmi yaşında olması gerekiyor tabi eğer alazın iddia ettiği gibi gerçekten de yaşıyorsa."

Gözlerimi kocaman açarak Emre'ye dönmüştüm.

"Sen Leyla'nın yaşadığına inanmıyor musun?"

Emre buruk bir tebessüm ile karşılık vermişti.

"İki yıl oldu Merve, alazın ve Leyla'nın ailesinin bakmadığı yer kalmadı. Yaşasaydı illa bulunurdu Leyla, alaz Leyla'nın hayatta olmadığını kabul etmek istemiyor ama bence Leyla ne yazık ki hayatta değil."

"İnşallah Leyla hayattadır ve inşallah alaz en kısa zamanda onu bulur."

"Umarım öyledir umarım Leyla yaşıyordur ve alaz daha da kötü olmadan bulur onu."

"Peki neden alaz Leyla'yı yurt dışında arıyor?"

"Çünkü yurt dışında kayboldu da ondan."

Başka bir ülkede iki sene önce kaybolmuş olan on sekiz yaşındaki küçük bir kızın ve onu iki yıldır hiç pes etmeden arayan sadık bir adamın hikayesini dinliyorum Emre'den.

Arı Kovanı #wattys2023Where stories live. Discover now