16.bölüm

6.4K 330 615
                                    

"Kıyafetlerimi almak için geldim senin için değil."

Sesi acı çeken ve çektiği  acısıyı inkar etmeye çalışan küçük bir çocuk gibi çıkan adam ne söylemesi gerektiğini kestiremiyordu.

"Merve lütfen bunu bize yapma açıklamama izin ver." 

Siyahlarımı koyu bir öfke ele geçirmişti. Artık barlasın sesini bile duymak istemiyordum. Sesime yansımasına mani olamadığım büyük bir öfke vardı içimde. 

"Söylesene barlas neyi açıklayacaksın? Beni nasıl aldattığını mı yoksa nasıl aptal yerine koyduğunu mu? Hangisini açıklamayı düşünüyorsun?" 

Barlas  saçlarıma dokunmak için hamle yapınca başımı yana doğru çevirmiş ve saçlarıma dokunmasına müsaade etmemiştim.

"Bir daha sakın bana dokunma."

Eli başımı yana çevirince havada kalan adam yıkılmıştı.

"Beni dinlemelisin Merve sana her şeyi açıklayabilirim."  

"Senin yüzünden ben nerdeyse katil oluyordum Barlas daha neyi açıklayacaksın?"

Barlasın yüzüne bile bakmadan dün gece kaldığım odaya geri dönmüştüm. Aldıklarımı hızlıca üzerime geçirmiş ve saçlarımı tepeme toplamıştım. Çantamı da alarak odadan çıkıyordum ki sevdiğim adam bileğime yapışmıştı. 

"Nereye gidiyorsun?" 

"Seni ilgilendirmez bırak kolumu."

"Merve bırakmam seni hiçbir yere gidemezsin." 

"Bırak diyorum Barlas bırak kolumu." 

Barlasın ellerinin arasından bileğimi çekmiştim. 

"Merve gidemezsin!"

"Barlas ya şimdi beni bırakırsın ya da bir daha asla yüzümü göremezsin."

Gözlerimin içerisine küçük bir çocuk gibi bakan adam çaresizdi. Dudaklarımın arasından çıkan acımasız sözcükler onu istemediği seçimler yapmaya mecbur bırakıyordu.

"Bari nereye gittiğini söyle." 

"Alaza gidiyorum."

Göz bebeklerinin içerisindeki siyah noktanın titrediğine şahit olduğum barlasın duygularını önemsemeden onu orada bırakmış ve alaza gitmek için harekete geçmiştim.

Yoldan geçen taksilerden rastgele birisine atladığım gibi taksiciye hastanenin adresini vermiş ve dün gece yaraladığım alazı görmek için yola çıkmıştım. Yaklaşık bir saatlik yolun sonunda hastanedeydim.

Güven görünmeyen korkulukların dikenli tellerinin arasına  buzdan İnşa edilmiş  erişilmez kristal bir kale gibiydi.

Zümrüdü ankanın saklandığı kaf dağının ardındaydı. Buzdan yapılmış  kristal kulenin camdan kalbiydi.

Düşünce parçalara ayrılması kaçınılmazdı. Düşmüş! Düşmüş ve parçalara ayrılmıştı.

Buzdan parçalar tıpkı camdan parçalar gibiydi. Toparlanması imkansızdı. Ona ulaşmak ve onu tam olarak avuçlarının arasına alıp sahibi olabilmek imkansızdı bu yüzden.

Birisine güvenmek belki de normal insanların yapabilecegi türden bir saçmalık  değildi. Ama ben, beni iki yıldır sevmekten başka hiçbir kötülüğünü görmediğimi düşündüğüm adama güvenmiştim.

Beni asla sevmekten vazgeçmez iki yıl önce hiçbir karşılık beklemeden elini tuttuğu küçük kızın elini bırakmaz dediğim adama dışarıdaki insanlara takındığım kalın zırhımı indirerek güvenmiştim.

Arı Kovanı #wattys2023Место, где живут истории. Откройте их для себя