14.bölüm

7.3K 347 546
                                    

Merveden devam

Karanlıktan korktuğum için salondaki ışıkları kapatmadan uyumaya karar vermiştim. Barlasın yanında bile geceleri gece lambasının ışığında  uyuyabiliyordum.

Önceleri Barlas gece lambasının ışığından rahatsız olup bir türlü uyuyamasa da  zamanla alışmıştı. Şimdi ise tek başımaydım.

Tek başıma olmanın  verdiği tedirginlikle biraz gergindim. En iyisi ışıkları açık bırakmaktı.

Kim bilir Barlas şimdi ne haldeydi. Onun ne halde olduğunu düşünmediğim bir saniye bile yoktu. Kesin her yerde çıldırmış bir vaziyette beni arıyordu.

Telefonumu da kapatmıştım. Bana ulaşamadığı zaman çıldırdığını biliyordum. Taksiye atladığım zaman arkamdan çaresizce koşuşu geliyordu gözlerimin önüne.

Acaba barlasa haksızlık yapmış olabilir miydim o benim barlasımdı sonuçta. Onu en iyi tanıyan bendim. Beni gözünden bile sakınan oydu. Bu kadar güzel seven, dokunmaya bile kıyamayan bir adam aldatabilir miydi hiç!

İyi de o Ayhan denen sürtüğün attığı mesaj da neyin nesiydi o zaman? Durduk yere bir kadın sadece basit bir ödev için bir araya geldiği bir adama dün gece çok güzeldi bilmeni istedim yazar mıydı hiç.

Üstelik de barlasın bir sevgilisi olduğunu biliyordu. Beni görmüştü. Belki de aramızın açılması için bilerek atmıştı o mesajı.

Başım ağrıdan çatlamak üzerindeydi. İçtiğim ağrı kesici bile başımdaki ağrıyı alacak gibi değildi. Duygularım alt üst olmuştu.

Kafam karmakarışıktı. Ne düşünmem gerektiğini ne hissetmem gerektiğini bilmiyordum. Gözlerim ağlamaktan sızlıyordu. Dudaklarım yanıyordu. İyi değildim.

Barlas benim evimdi ve ben evimi terk etmek zorunda kalmıştım. Üstelik de ondan almamın asla mümkün olmadığı bir şeyi onda bırakarak ayrılmıştım o evden.

Kalbimi bırakmıştım sevdiğim adam da. Tıpkı camdan bir kalp gibi koşarken düşürdüğüm ve parçalara ayrıldığını gözlerimle gördüğüm bir kalbi bırakmıştım.

Gözlerimi kapattıktan bir süre sonra çektiğim tarifsiz acı yavaş yavaş azalmaya ve göz kapaklarım ağırlaşmaya başlamıştı.

Üzerinden ne kadar zaman geçmişti bilmiyordum ama gözlerimi yeniden açtığımda yüzümde beliren  bir ıslaklık ve karşımda hiç tanımadığım gece gözlü bir yabancı duruyordu.

Üstelik de o yabancının elleri  siyah saçlarımın arasındaydı. Bu adam ne yapıyordu.

Elleri neden saçlarımın arasındaydı, yüzümdeki ıslaklık da neyin nesiydi!  Neredeydim ben!

Mantıklı düşünebilecek ve doğru kararlar alabilecek bir halde değildim. Beynim mantığımla giriştiği amansız güreşte tepe taklak olmuştu.

Ne aklım ne de mantığım yoktu ortalıklarda. Yattığım yerden toparlanmış ve kanepenin ucuna doğru gelerek avazım çıktığı kadar bağırmaya başlamıştım.

Gece gözlü adam üzerime doğru gelmeye devam ediyordu. Kimdi bu adam burada ne işi vardı. Benden ne istiyordu.

Korkudan tir tir titriyordum. Masanın üzerinde duran cam vazoyu kaptığım gibi kafasına indirmiştim. Planlı bir şey kesinlikle değildi.

Saniyeler içerisinde gelişen bir olaydı. Ellerim kan içerisinde kalmıştı. Tabi onun kafası da!

Çığlık atmaya devam ediyordum. Benden oldukça güçlü olduğunu tahmin ettiğim iri beden üzerime doğru gelmiş ve ellerini ağzıma doğru kapatmıştı.

Arı Kovanı #wattys2023Where stories live. Discover now