5.bölüm

14.3K 613 384
                                    

"O kadar ettiğim laftan sadece başkasına mı takıldın sen şimdi?" 

Pardon da neye takılmam gerekiyordu acaba başka?

"Ağzınla söyledin başkası olsa duramazdım dedin."

Güzel yüzündeki tatlı gülümseme bütün yüz hatlarına yayılmıştı.

"Merve o kadar çocuksun ki anlamıyorsun."

Üzerimden hafif yana kaymıştı. Neyi anlamıyordum, Allah aşkına! Beni mal gibi öylece bırakıp gitmişti işte. Üstelik de başkası olsa gitmeyecekti, devam edecekti.

Daha neyi anlamamı bekliyordu acaba. Kendi ağzıyla söylemişti işte başkası olsaydı duramazdım diye demek ki ben onu devam ettirebilecek kadar çekici değildim.

O yana kayınca üzerimdeki bütün ağırlık gitmiş gibiydi. Bir yandan hafiflemiştim. Bir yandan da kalbim sıkışıyor gibiydi. Üşüdüğümü hissediyordum ne hastalıklı bir düşünceydi bu böyle.

Yattığım yerden toparlanmış ve okul formamı alarak banyoya girmiştim. Bedenim uyuşmuş gibiydi. Sıcak su iyi gelmişti. Saçlarıma sardığım havluyu çıkarmadan okul formamı giymiş ve banyodan çıkmıştım. Banyodan çıktığımda Barlas mutfaktaydı. Anlaşılan kahvaltı hazırlıyordu. En iyisi ona görünmeden kaçmaktı. Zaten yüzünü görecek halim de kalmamıştı.

Kafamdaki havluyu yavaşça çıkarmıştım. Saçlarımın ıslaklığına bile aldırış etmeden ayakkabılarımı  elime almış parmak uçlarımda ilerleyerek kapıya ulaşmıştım. Yerdeki çantamı da aynı sessizlikte almış tam evden dışarı çıkıyordum ki Barlasın sesi bütün planımı alt üst etmişti.

"Hayırdır nereye kaçıyorsunuz acaba kedi hazretleri?" 

Allah'ım ya azıcık kalmıştı başarmıştım oysa ki.

"Bir yere kaçtığım falan yok okula gidiyorum."

Yanıma doğru ilerlemişti.

"Bu halde mi?"

Ne varmış canım benim halimde! Gören de okula  çıplak gidiyorum zannedecekti! 

"Ne varmış halimde?" 

"Saçların ıslak taramamışsın bile!" 

"Hava sıcak zaten yolda kurur." 

Barlas  omuzlarımdan tutarak bedenimi kendisine çevirmişti.

"Gel buraya ufaklık kahvaltı yapmadan bu evden dışarıya çıkamayacağını daha anlayamadın mı sen, hem şu dizinin hali ne! Ne yaptın öyle dizine bir bakalım."

Dizim hala hafiften yaralı olduğu için banyo yaparken hem kanamasın hem de su yakmasın diye sargının üzerini koli bandıyla iyice sarmıştım. Ondan kaçış yoktu.

Oflayarak bin bir zahmetle ele geçirdiğim çantamı yere bırakmış ve Barlas'a doğru adımlamıştım. Sevdiğim adam salondaki kanepeyi gösteriyordu.

"Şuraya geç ben yukardan sargı bezlerini alıp geliyorum."

Çaresiz söylediğini yapmış ve salonda gösterdiği kanepenin üzerine oturmuştum. Bir iki dakika sonra elinde sargı bezi ve makasla gelen adam dizlerimin önünde diz çökmüş ve dipsiz mavilerini siyahlarıma dikmişti.

Arı Kovanı #wattys2023حيث تعيش القصص. اكتشف الآن