18.bölüm

5.6K 292 464
                                    


"Sana herşeyi ispatlayabilirim." 

Sessizliğin sınadığı karanlık kalpler acıyla harmanlanmaya mahkumdu. Alazın haykırışlarına kör olmayı seçen karanlık yanım telafisi olmayan hatalara geri dönüşü olmayan  seçimlere  zorluyordu zihnimi.

Sessizliğimden cesaret alan alaz konuşmaya  konuştukça içindekilerini dökmeye kararlıydı.

"Bak!"

Elinde tuttuğu çerçeveyi uzatıyordu. Elinde tuttuğu çerçevedeki resimde alazın yanında gülümseyen bir kız vardı.

Alazın elinde tuttuğu çerçeveyi alıp çerçevedeki resme  bakacak cesareti bulamıyordum kendimde. Göreceklerimden  belki de alazın leylası olmaktan korkuyordum.

Kalbim alazın leylası olmayı tüm gücüyle reddetse de zihnim küçücük bir ihtimali azımsayamıyordu.

Alazın iki yıldır bıkmadan usanmadan aradıgı leylası ben olamazdım.
Leyla yurtdışında kaybolmuştu bense hayatım boyunca hiç yurt dışına çıkmamıştım.

Belki de diğer herşey gibi bunu da hatırlamıyordum.

Alaz ısrarla elinde tuttuğu resmi işaret ediyordu.

"Eğer dün gece kaldığın o evde eşyaların üzerindeki örtüleri aralamış olsaydın bunlardan binlerce olduğunu görecektin."

"Yeter artık alaz neden anlamıyorsun elindeki resmin benim için hiçbir önemi yok. Gösterdiğin çerçevedeki resmi görmek bile istemiyorum."

"Haklı çıkmamdan korkuyorsun çünkü.  Gerçekte kim olduğunu öğrenmekten sana anlatılan masalların hepsinin birer yalan olduğunu anlamaktan korkuyorsun. Gerçeklerle yüzleşmekten korkuyorsun Leyla. Bütün gece uyumadım yanılıyor olabileceğim ihtimali zihnimi kurt gibi yedi bitirdi. Adamlarım bütün gece araştırdı. Yanılmıyorum sensin. Buldum seni!"

"Sen ne hakla benim hakkımda araştırma yaptırırsın. Kim olduğunu zannediyorsun sen. Sana bu hakkı kim veriyor?"

"Geçmişine dair hiçbir şey hatırlamıyorsun gittiğin doktorların hatırlamana hiçbir faydası olmuyor. İki senedir gitmediğin şehir kalmadı! Barlasla beraber gittiğin şehirlerin hepsinde iki aydan fazla kalmıyorsun. Sence bunların hepsi bir tesadüf mü? Hiç düşünmüyor musun etrafında olup bitenleri."

"Yeter anladın mı yeter sus artık! Leyla değilim ben senin leylan değilim. Seni değil barlası seviyorum."

Duyduklarından sonra yüzü büyük bir öfkeyle seğiren alaz duygularını gizleyemiyordu. 

"Sen o yalancı adamın hiçbir şeyi değilsin o seni benden çalan bir hırsız." 

"Seni bir daha görmek istemiyorum Alaz benden uzak dur anladın mı yoksa senin için hiç iyi şeyler olmaz." 

"Seni benden çalan o adamdan korkacağımı mı zannediyorsun Leyla o adam seni benim kadar sevebilir mi?"

Sahiden de dipsiz mavileri bakışlarıyla zerrelerimi küle çeviren  adam beni alazın Leylayı sevdiği kadar sevebilir miydi?

Alazın leylasını sevdiği gibi sevebilir miydi Barlas mervesini! Allah kahretsin buna verebilecek bir cevabım yoktu. Bu cevabını benim bile tam olarak bilmediğim bir soruydu çünkü.

Bundan bir kaç gün önce  aramıza görünmeyen kocaman duvarlar inşa edip onları güvensizlik kokan zehirli otlar sarıp bizi birbirimizden etmemişken birisi bana kalkıp da barlasın beni sevip sevmediğini sorsa hiç şüphesiz ona ağız dolusu güler ve hiç düşünmeden bir an olsun tereddüt dahi etmeden Barlas beni bu dünyada bir erkeğin bir kadını sevebileceğinden çok daha fazla seviyor o bana tüm kalbiyle aşık. Gözleri, elleri, kalbi ruhu aşkı yanlızca benim o bütün varlığıyla sadece bana ait derdim ama şimdiyse ben bile barlasın beni gerçekten sevip sevmediğini bilmiyordum. Alaza ne diyebilirdim ki.

Arı Kovanı #wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin