35. bölüm

3.4K 165 400
                                    


Ellerim titriyordu. Yanımda daha önce yüzünü bile görmediğime yemin edebileceğim bir adam vardı.  Fotoğrafa dikkatlice baktığımda yanımdaki genç  adama sarılmış gülümsüyordum elimde tuttuğum fotoğraf karesinde.

İnanılır gibi değildi. Bu fotoğraf ne zaman çekilmişti, neden hiçbir şey hatırlamıyordum. Kimdi bu adam?

“Bu fotoğrafı nerden buldun, sen de ne işi var bu fotoğrafın, kimsin sen?“  

Sesimdeki korku ve endişeyi fark ediyordu. 

"Bu fotoğrafı size vermemi isteyen Halit bey. Bu fotoğrafı ondan aldım. Beni sizi almam için buraya gönderen de o.“ 

Kimdi bu Halit benden ne istiyordu neden karşıma çıkmak yerine başkasını gönderiyordu beni almak için.

Ürkütücü kısık gözleri siyahlarıma meydan okuyan adamın uzattığı fotoğrafa dikkatlice baktığımda bunun eski bir fotoğraf olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Fotoğrafta siyah saçlarım omuzlarıma kadar uzanmış ve alnımı kaplayan çocuksu kâküllerim vardı.

Şimdi ki halimden hafif daha kilolu ve daha çocuksu bir görünümüm vardı fotoğrafta. Ne zaman çekildiğinden bile emin olmadığım bu fotoğraf karesinde yanındaki adama sarılıp gülümseyen bendim. 

“Bu fotoğraftaki Halit mi?” 

Sabahın ayazı ve mevsimin soğuğu ifadesiz suratını hafiften kızartan adam evet anlamında kafasını sallamıştı. Halit! Kimdi bu Halit neden onu hatırlayamıyordum, neden çıkmıyordu karşıma.

“Leyla hanım benimle gelmeniz gerekiyor Halit Bey sizi bekliyor.“

Duyduğum sesle elimde tuttuğum fotoğraftan başımı kaldırmıştım. Fotoğrafın arkasında 22.05.2021 yazıyordu.

Bu fotoğraf iki yıl önce çekilmişti ve ben iki yıl önce başka birisiydim. Merve denizer olduğum gerçeği koca bir yalandı.

Dipsiz mavilerine bir imkânsıza vurulur gibi vurulduğum adam kandırmıştı beni.

İnsan sevdiğini nasıl aldatabilirdi. O inanmaktan vazgeçemediğim bir yalancıydı. Barlas kim olduğumu biliyordu.

Merve değil Leyla olduğumu biliyordu. O yüzden İzmir'deydim. Alaz haklıydı Barlas bir yalancıydı. Kandırmıştı beni, hem de defalarca!

Aşkı karanlığıma yenilen adam ufacık bir ışık kırıntısının içeri sızmadığı zifiri karanlığı aramıza sokandı.

Korkuyordum! Bu hayatta tanıdığımı düşündüğüm adamın bile defalarca yalan söylediğini beni kandırdığını ismimi bile benden sakladığını düşünecek olursak korkmam gayet olasıydı.

Ne karşımdaki adamı ne de ne zaman çekildiğini bile hatırlamadığım fotoğraf karesinde gülümseyerek sarıldığım adamı tanımıyordum.

İçimdeki camdan parçalar kandan tortuları acıtarak kesiyordu. İçimde inceden sızdığını hissettiğim dudaklarımı kora çalan bir ateşle yakan kızıl kandı. Korkuyordum! 

"Korkmanıza gerek yok leyla hanım Halit Bey sizi bekliyor sizden saklanan bütün gerçekleri öğrenmek istiyorsanız benimle gelmelisiniz.” 

Benden saklanan gerçekler!
Sahiden de benden saklanan gerçekler mi vardı? Sevdiğim adam mıydı her gün can çekişerek boğulduğum karanlığa zihnîmi acımadan hapseden?

Yapmazdı benim Barlas’ım bana bunu yapmazdı. O karanlıktan korktuğumu bile bile beni karanlığa hapsetmezdi. Bu adam yalan söylüyordu.

Onu tanımıyordum bile. Elindeki fotoğraf onu haklı sayabileceğim bir kanıt sayılmazdı. Belki de bu eski fotoğraftaki kız ben bile değildim. Bana çok benzeyen başka birisiydi bu adamın aradığı.
Olamaz mıydı olabilirdi.

Arı Kovanı #wattys2023Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang