31.bölüm

3.7K 196 390
                                    

Barlas salondaki kanepede uyuyordu. Onu uyandırmamaya özen göstererek dolaptan aldığım ince poları yavaşça üzerine örtmüş ve evden çıkmıştım. Çıkarken kanepede hiçbir şeyden habersiz uyuyan adama baktığımda içimin tuhaf bir şekilde kırıldığını hissetmiştim.

Yaptığı ihanete rağmen onu kaybetmekten hâlâ korkuyordum. İnsan hiçbir zaman tam olarak elde edip etmediğini bilmediği bir kalbi kaybetmekten korkabilir miydi? Korkuyordum!

Sanki elimde camdan bir kalp vardı. Düşünce parçalara ayrılacak ve bir daha asla eski halini alamayacak camdan bir kalp.

O bana ben ona aynı şeyi yapıyorduk. Aldatıyorduk birbirimizi. Belki de öğreneceklerim bir ömür uzaklaşmamıza sebep olacaktı belki de bu hayatta kaybetmekten en çok korktuğumu kaybedecektim.

Buna değer miydi bilmiyordum. Tek bildiğim iki kişilik bir ateşte tek başıma yanmayı istemediğimdi.

Sevdiğim adamın vicdanının yükü değil kalbinin sahibi olmak istiyordum. Bütün gerçeği öğrenmek istememin tek sebebi buydu belki de.

Barlas uyanmadan bir an önce burdan uzaklaşmam gerekiyordu. Bir taksiye atladığım gibi evden uzaklaşmaya başlamıştım. Kalbim o kadar hızlı çarpıyordu ki adrenalin hat safhadaydı.

Kanımda her saniye daha da büyüdüğüne yemin edebileceğim bir korku damarlarımdan dışarı çıkacakmış gibi güçlü ilerliyordu kanımda.

Korkuyordum!
Sebebini bilmediğim bir korku dolanıyordu bileklerimde. Sinsice ilerliyordu kanımda.

Yanıyordum!
Kimsenin görmediği göremediği bir ateşte alev alev yandığımı hissediyordum.

İçinde bulunduğum zifiri karanlığa kibrit çakacak gücü bulamazsam kendimde zihnim benle oynadığı sinsi oyunlarına kaldığı yerden devam edecekti.

Zaten yeterince karışıktı herşey. Daha fazla karıştırmanın bir anlamı yoktu.

Telefonumu elime almış ve alazı aramıştım. Yarını bekleyemeyeceğimi acil konuşmamız gereken konular olduğunu söylemiştim.

Telefonu ilk çalışta açan alazın verdiği adrese doğru ilerliyordu araba. Çok az kalmıştı kafamdaki bütün soruların cevapları alazdaydı.

Sonunun hiç gelmeyeceğini düşündüğüm karanlığım bitiyordu. Geçmişimi ve hatırlayamadığım gerçeğimi öğrenecektim.

Kimdim ben?
Barlasın koruduğu küçük kız olma sıfatından başka neyim vardı?
Neden alazdan başka bir arayanım yoktu!

Barlas neden iki yıldır yanında tutuyordu beni. Neden hiçbir şey anlatmıyordu? Sahiden de aşk mıydı aramızdaki hastalıklı çekimin adı?

Barlas karanlıkta can çekiştiğimi biliyor ve buna izin veriyordu. Sevdiğim adamın aşkı  yeniliyordu karanlığıma.

İnsan birisine gerçekten aşık olsa dayanabilir miydi onun gözlerinin önünde can çekişmesine. Defalarca ağlayarak uyanmıştım o karanlık gecelerde hep aynı rüyayı anlatmıştım aynı doktora.

Sevdiğim adam bunları biliyor ve göz yumuyordu karanlığıma. Artık emindim barlasın bilmemi istemediği ve benden sakladığı bir şeyler vardı. Ona olan aşkım gözümü öyle kör etmişti ki bunca zaman görememiştim gerçeği.

Barlas  belki de beni hiç sevmemişti. Dilim bunu dile getirmeye bile acizken yüreğime düşen şüphe içimi bir kurt gibi kemiriyordu. Bir köşede sessizce can veriyordum sanki.

Bunca zaman yaşamamış can çekişmiştim. Bunu taparcasına sevdiğim adamın beni aldattığı güne kadar görememiştim. Lakin artık emindim barlasın sakladığı birşeyler vardı.

Arı Kovanı #wattys2023Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin