Bölüm 70

64 2 4
                                    

Telefonunun çalmasıyla Umay telaşlandı. Hastane koridorundan uzaklaşarak sessiz bir yere geçti. "Efendim Sarp"

'Umay nerdesin?'

"Neslihan'la bir şeyler içmek için bir yere geçiyoruz. Bir sorun mu var?"

'Hayır sorun yok. Şimdi konum at yanınıza geleyim. Seni özledim.'

"Tamam canım. Ben de seni özledim, görüşürüz." Umay telefonu kapatınca aceleyle Oğuz'un yanına koştu. "Sarp aradı ve ben ona yalan söyledim. Hemen gitmem gerek." Çantasını alıp hızlıca kapıdan çıktı. Neslihan'da peşindeydi. Arabaya bindiklerinde Neslihan telefonu alıp Sarp'a Umay'ın ağzından nerde olduğunu soran bir mesaj attı.

Cevap çok gecikmedi. Hemen Sarp'ın olduğu yere gittiler. Zaten o da onları bekliyordu. Umay'ı görünce kaşlarını çattı. "Alışverişe gittiğini sanıyordum."

"Evet alışverişe gittik zaten." Neslihan hemen araya girdi.

Sarp kaşlarını kaldırıp inanmadığını belirten surat ifadesiyle Neslihan'a baktı. "Öyle mi?"

Sonra kafasını Umay'a çevirdi. "O zaman bu üzerindekiler ne?"

Umay bu kıyafetleri tanınmamak için giymişti. Bu yüzden uyumsuz şeyler seçmişti. "Her zamanki giydiğim şeyleri giyince butik sahipleri beni çok çabuk tanıyor. Ben rahatsız edilmeden alışveriş yapmak istiyorum. Bunun için beni suçlayacak değilsin herhalde. Hem sen beni mi sorguluyorsun?"

"Hayır sorgulamak olarak düşünme. Ben sadece.."

"Sen sadece ne? Sarp aklından ne geçiyorsa direk söyle. İmalardan ve böyle sorulardan bıktım."

Sarp ellerini kaldırdı. "Bir şey demedin neden bu kadar kızdın?"

"Hayır kızmadım sadece keyfime göre istediğim beğendiğim bir şey bulamadım. Moralim bozuldu."

Sarp gülerek sarıldı Umay'a. Umut ya da Oğuz olsa Umay'ın bundan ötürü moralinin bozulmasına inanmazdı. Çünkü Umay bu tip şeylere kafa yoracak biri değildi. Ama Sarp onu yeteri kadar tanımıyordu.

"Tipik kadınlar işte. Ben de korktum regl dönemine girdin diye. Hiç idare edemem de."

Umay ters bir bakış atarak geri çekti kendini. Sonra Neslihan'a döndü. "Bize katılacaksın değil mi?"

Neslihan kafasını sallayarak konuştu. "Üzgünüm efendim. Yapılacak işlerim var. İzninizle gideyim."

Umay gönülsüzce onu gönderdi.

Masaya geçtiklerinde Sarp Umay'a takılmadan edemedi. "Bu kıyafetlerle nineme benziyorsun."

Umay ondan beklenenin aksine sinirlenmedi. Yaklaştı ve dudaklarını onun boynuna değdirdi. "Ne önemi var. Nasılsa eve gidince üzerimde hiç bir şey göremeyeceksin."

"Bu bir teklif mi?"

"Hayır, kanepede yatacağının haberi. Çünkü çok kabasın." Umay gülümseyerek kendini geri çekti. "Hadi gidelim. Ben yoruldum biraz. Dinlenmek istiyorum."

Aklı hala o kadının söylediklerindeydi. 'En büyük üzüntü yakınlarından gelecek' diye tekrarladı kendine. Birinin başına bir şey gelme ihtimalini düşündü. Gördüğü trafik kazası bu muydu? Birini daha kaybetmeye dayanamazdı.

Düşüncelerinden kurtulup yola odaklandı. Sarp hemen önündeydi. Eve vardıklarında üzerindekileri çıkarıp geceliğini giydi ve yatağa uzanıp yanına kedisiyle kitabını aldı. Kafasını dağıtmak istese de Oğuz'un söylediklerini düşünmekten geri alamıyordu kendisini.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now