Bölüm 28

161 8 3
                                    

Herkes gelinle damadı tebrik etti ve artık sıra gelin buketini atmaya geldi. Umay Masanın önüne geçip arkasına döndü. "Kızlar hazır mısınız?"

Salondaki kızların hepsi birden bağırışıyorlardı. Umay üçten geri saymaya başladı. Çiçeği Elif'in yakalamasını istese de tanımadığı bir kız yakalamıştı. 

Çiçeği yakalayan kız Sarp'a göz kırparak öpücük attı. Bu Umay'ın dikkatinden kaçmamıştı. Sarp kıpkırmızı olmuş bir halde karısının yanına geldi. Umay sorgular bir şekilde bakıyordu. 

"Eski sevgilim." Kendisini açıklama yapmak zorunda hissettirdi Umay'ın bakışları.

"Ah öyle mi Sarp? O zaman kuma getirirsin üzerime yakında o kızı." Umay tabi ki bozulmuştu.

"Daha kafayı yemedim karıcım." Eğildi ve kimse görmeden  dudaklarına bir öpücük kondurdu Sarp.

Millet coştukça coşuyordu. Dans etme sırası gelmişti. Gelinle damat açılışı yapmak zorundaydı. Sarp Umay'ı elinden tutup sahnenin ortasına götürdü. Mete de Elif'i elinden tutup kaldırdığı gibi beline sarıldı. 

"Heey napıyorsun?" Elif için bile fazla güçlü bir erkekti. Kolunu tuttuğunda elinin altındaki kasları hissetti.

"Ne yani seni başkasının almasına izin mi verecektim Elif?" Kendisine çekip tamamen kollarının arasına aldı.

"Benim rızamı da alman gerekmiyor muydu?" 

"Sanırım o konularda biraz yüzsüzüm. Hayır deseydin yine aynısı olacaktı. Kestirme yolları severim." Mete'nin kendine güvenine hayran kalmıştı Elif.

"Demek genel müdüre senin için komplo kurdum ha?"Elif hafif bir gülüş attı.

"İçerideki ajanın Gülcan takma adında bir kadın olduğunu en baştan beri biliyordum. Fakat bu kadar genç, güzel ve bu kadar çekici bir kadın beklemiyordum."

"Allah Allah. Demek öyle. Neden beklemediğini öğrenebilir miyim?" Elif iyice gülümsemeye başladı.

"Çünkü fazla zekisin. Zeki kadınların çok azı senin gibi olur."

"Teşekkür ederim Mete Bey. Sanırım övünmeliyim."

"Allah var taş gibi kadınsın. Hani gözüm var demiyorum. Çok ta sertsin. Senden korkmadım desem yalan olur." Mete her zaman açık sözlüydü. 

Elif ellerini Mete'nin geniş omuzlarına koydu ve kulağına yaklaştı. "Ben de o halde benden kork demiyorum. Ama korksan iyi olur."

Sonra ustaca bir hareketle Mete'nin kollarından sıyrılarak Umay'ı beklemek için masaya yöneldi.

Büyük bir gürültüyle salonun kapısı açıldı ve içerisi sis doldu. Göz gözü görmüyordu. Ortalık bir anda karıştı. Silah sesleri duyuldu. Konuklar masalarının altlarına saklandılar. Yüzlerinde maske olan yaklaşık on kadar adam içeriye girdi. 

Onur hemen olaya müdahale etmek için silahını çıkardı. Korumaları göremiyordu. Hala sis vardı her yerde. Umay ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Silah sesini duyduğunda yaralanan var mı diye merak etti ve ortalığa bakınmaya başladı. 

Umay bir silahın hedefi olduğunu o an bilemezdi. Çünkü tek düşündüğü masum birisine zarar gelip  gelmediğiydi. Sarp koşarak yanına geldi ve kendisini Umay'ın önüne attı. Çoktan silahtan çıkmış olan bir mermiyi durdurmak için çabalamıştı.

Sol göğsünün biraz altından vurularak yere yığıldı. Nefes almakta zorlanıyordu. Korumalar çatışmaya girmiş baskın yapan adamları etkisiz hale getirmeye çalışıyordu.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now