Bölüm 81

88 1 0
                                    

Umay masasında rahatsızca kıpırdandı. 

Tolga dayanamadı. "Bir sorun mu var? Biraz rahatsız gibisiniz."

"Hayır bir sorun yok. Herhalde görev tanımından bahsetmeme de gerek yok. Ne yapman gerektiğini biliyorsun."

"Evet, Oğuz Bey bana detaylı şekilde işimi açıkladı."

"Aslında bir mimarsın, doğru mu?"

"Evet öyleyim."

Umay tedirgin şekilde gülümsemesine devam ediyordu. Evet öyleydi ama neden karanlık işler çeviriyordu ki?

O esnada Oğuz kapıdan girdi. "Tanışmışsınız bakıyorum."

Umay imalı bakışlarını Oğuz'a yöneltti "Siz nerden tanışıyorsunuz?"

Oğuz boğazını temizledi. "Bu biraz acıklı bir hikaye aslında."

"Ben acıklı olduğunu düşünmüyorum. Biz yetimhanede tanıştık. Kardeş gibiydik. Sonra Oğuz'un ailesi masraflarımı karşıladı. Eğitim, kıyafet ve daha sonrası için barınma. Bir süre onlarla çalıştım. Oğuz'la aynı üniversitedeydik. Yirmi iki yıldır arkadaşız ki bu senin yaşın kadar eder. Daha sonra başka bir iş teklifi geldi. Fransa'ya taşındım."

"Bana yalan söyledin yani."

"Hangi konuda?"

"Uçakta ailenin işini halletmek için Amerika'ya gittiğini söylemiştin." 

"Yalan değildi. Oğuz benim kardeşim sayılır. Ailem yani. Sana göz kulak olmamı istedi. İş sendin.. Kısaca ailemin işini halletmek için Amerika'ya gittim."

"Bu yüzden mi beni alıkoydun?"

"Alıkoymadım, seni kurtardım. Eğer seni ben kurtarmasaydım başına neler gelebilirdi hiç düşündün mü? Sana bi yemek yap dedim diye kıyameti kopardın. Peşindekiler yakalasaydı seni mumla arardın yemek yapmayı."

Oğuz gülümsedi. "Umay sever aslında yemek yapmayı."

"Keşke en baştan anlatsaydın bunları."

"Beni dinleyecek miydin?"

"Muhtemelen dinlemezdim."

"Oğuz da tam bunu söyledi. Bu yüzden seni fidye için kaçırmış gibi yaptım. Başka şansım yoktu. Sen de maşallah bunu yüzüme vurup durdun."

Umay'ın tekrar yanakları kızardı. "Özür dilerim. Hayatımı kurtardın. Üstelik bir kere de  değil."

"O zaman ben işimin başına gideyim. Sizin konuşacaklarınız vardır. Seninle sonra konuşuruz Oğuz."

Oğuz kafasını salladı. Tolga dışarı çıkarken gözü Umay'a takıldı. Bakışlarındaki tuhaflık dikkatini çekti. "Aranızda bişey mi oldu?"

Umay kafasını Oğuz'a çevirdi. "Hayır neden böyle düşündün?"

"Çünkü bana kaçırılma olayında yalan söyledin. Yüzünü hiç görmediğini, sesini duymadığını söyledin. Besbelli onu korumak içindi."

"Bana iyi davrandı."

"Tek sebep bu mu?"

Umay yutkundu. Gerginlikten dudakları kurumuştu. "Ne ima etmeye çalıştığını bilmiyorum. Ama sana teşekkür borcum var sanırım. Hayatını alt üst ettiğim halde beni koruyup gözettin."

"Söz verdiğim gibi."

"Aslıhan nasıl?"

"Keyfi yerinde. Bir sosyal sorumluluk projesi üzerinde çalışıyor şimdilik. Yoğun ama bana vakit ayırabiliyor."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now