Bölüm 49

101 1 1
                                    

Kapının ısrarla çalınması sonucu kafasını çalışma masasından kaldırıp kapıya yöneldi. Öylece masada uyuyakalmıştı.

Kapıyı açtığında şaşkınlıktan kısa süre konuşamadı. "Umay!"

Umay gülümsedi. "Beni içeri almayacak mısın?"

"Ben seni beklemiyordum tabi geç içeri."

Umay sendeleyerek içeri geçip salona göz attı. Sonra kendini koltuğa bıraktı. "İçkin var mı?"

"Yeterince içmişsin zaten. Daha fazla içmezsen iyi olur. Hem kaç gündür nerdesin sen?"

Umay çantasından sigara çıkararak yaktı. Oğuz ona küllük uzattı. "İyi misin bi problem mi var? Sana ulaşamayınca çok korktum."

"Aaaa beni ne de düşünürmüş. Çok tatlısın daha önce söyledim mi sana?" Eliyle ona uzanarak yanağını okşadı.

Oğuz elinde olmadan gülümsedi. "Gerçekten çok sarhoşsun."

"Burda kimsenin aklına gelmem diye sana geldim. Çok yoruldum. Bu evden gitmesem olmaz mı?"

"Ölene kadar benimle kalsan asıl o olmaz mı?"

Umay kahkaha attı. "Ya şimdi ölürsem."

"Umay evlenir misin benimle?"

Tekrar kahkaha attı Umay. "Benim kocam var zaten. Sarp beni almaya gelir şimdi. Aaa ama gelemez ki. Öldü o." Bu sefer ağlamaya başladı. Dengesi iyice bozulmuştu. "Annem gibi öldü. Annem de yok. Babam da yok. Benim ne zaman kimsem olacak."

Oğuz Umay'ın elini tuttu. "Annenin izini mi buldun?"

"Ben bulmadım. Sapığım bulmuş."

Oğuz'un kaşları havaya kalktı. Sarhoşlukla söylenen sözler miydi bunlar? "Sapığın mı?"

"Eveeet adamın biri beni takip edip duruyor." ardından kafası koltuğun yanına düştü. Elindeki sigarayı alıp söndürdü Oğuz. Şimdi napacaktı Umay'ı?

En iyisi eve geri götürmekti. Gündüz gözüyle kendi evinden çıkması iyi olmayabilirdi. Gazeteciler Umay'ı pek bi sever olmuştu son zamanlarda. En son Umay'ın göz yaşlarıyla bu evden ayrılışını hatırladı. Kafasına vurdu. Pişman olduğu tek şeydi. 

Umay'ın arabasının anahtarını alıp kızı kucağına aldı. İlk ikisine göre çok daha hafifti. Gülümsedi o anlar aklına gelince. Umay kollarını Oğuz'un boynuna doladı. Artık Umay'ın ona yakın olabileceği tek andı bu. Kokusunu böyle rahat içine çekebileceği tek an. Benimle evlenir misin demişti. Neden yapmıştı ki bunu. Neden cesaret edip doğruca yüzüne ayıkken söyleyemiyordu.

Arabaya yerleştiğinde emniyet kemerini takarak Umay'ın dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. Evine vardığında Umut kapının önünde sağa sola volta atıp duruyordu. Umay'ın arabasını görünce hemen koştu. Oğuz arabayı park edip çıktı. 

Umut hemen Umay'ı kucağına alıp Oğuz'a ters bakış atsa da teşekkür etti. Çıldıracaktı nerdeyse. "Eve gelsene. Sana kahve ikram edeyim."

Oğuz hayır demedi. Eve girdi ve Umut'la birlikte Umay'ın odasına çıktılar. Bulut onu görünce Önce Umay'ın yanına çıktı sonra Oğuz'a yöneldi. Oğuz onu kucağına alıp öptü. "Nasılsın kızım. Özledin mi bakalım beni."

Umut bu durumu görmezlikten geldi ve işaret edip dışarı çıktı. Oğuz Bulut'u kucağından yatağa bırakarak dışarı çıktı. 

Kahveleri masaya bırakıp Oğuz'a baktı. "Teşekkür ederim. Aklımı kaçırmak üzereydim onu getirdiğinde." Ama aklını kemiren bir soru daha vardı. Umay bu gece kendini kaybetmiş ve fazla arzu doluydu ama öğrenmeliydi. "Peki nasıl oldu yani sana geldi ve naptı?"

NEFESİNİ BIRAKMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin