Bölüm 108

46 1 0
                                    

"İstanbul'dan çıkıyor muyuz?"

"Umay'cım sabreder misin lütfen. Az kaldı."

"Ama bir saattir yoldayız."

"Ve oraya tam zamanında varmış olucaz güven bana. Yirmi dakikalık mesafemiz kaldı."

Umay tabelalara bakarak gidiyordu. Bu hala onun için bir sürprizdi. Telefonuna gelen mesajla dikkati dağıldı.

'Seni özledim.'

Umay gülümsedi. 'Bende seni özledim. Kısa süre içerisinde kavuşacağımızı söylemekten zevk duyarım efendim.'

'Seni çok seven arkadaşların var. Onlar olmasaydı asla istediğim gibi bir şey yapamazdım.'

'Onlar benim olduğu kadar artık senin de arkadaşların.'

'Yarın sabah dünyanın en güzel gözlerine bakarak uyanacağımı bilmek ve bu gözlerin sahibinin karım olduğu gerçeği beni her saniye daha da heyecanlandırıyor.'

'Hey beni de heyecanlandırma. Her an eve geri dönebilirim.'

Cevap biraz gecikti. Ama sonunda geldi. 'Öyle bir şey yapmayacaksın ma belle. Kızlar seni bana getirecek. Hasretle bekliyorum.'

Umay gülümseyip telefonu çantasına koydu. Elif aynadan ona bakıyordu. "Ne oldu?"

"Hayatımın hatasını yapmaktan kurtardın beni. Eğer kendime getirmeseydin şimdi.."

"Umay sen bu adamı seviyorsun. O da seni. Gerisini düşünme artık. Kaderinize ne yazıldıysa o." Yola bakıp devam etti. "Ah geldik işte." Park ettikten sonra çıkıp kapıyı açtı.

"Neresi burası kızlar?"

Neslihan gülümsedi. "Burası Ağva."

"Hala İstanbul'dayız yani?"

İkisi de kafasını salladı. Sonra Elif konuştu. "Hadi bakalım saat geliyor. Şu taraftan alalım seni." Hava soğuktu. Kış günü kim evlenirdi ki.

Rüzgar çok olmasa da esiyordu. Bu Umay'ın ürpermesine neden oldu. Wineport Lodge Ağva yazısını gördü. Onu evlenmesi için otele mi getirmişlerdi yani?

Tolga onu kapıda bekliyordu. Gülümseyerek yaklaştı ve elini tutup dudaklarına götürdü. "Bienvenue jeune demoiselle" (Hoş geldiniz küçük hanım.)

Umay gülümseyerek reverans yaptı. "Bonjour Monsieur"

Arkada kalan eliyle çiçekleri uzattı. Özenle yapılmış bir gelin buketiydi. "Sizin kadar güzel değiller farkındayım ama güzelliğinizi tamamlayıcı unsur olarak kabul edin lütfen."

"Teşekkür ederim. Çok naziksiniz."

"Şöyle geçelim leydim. Yol sizi yormuş olmalı. Bir şey içer miydiniz?"

"Eğer bir öneriniz varsa."

"Her zaman bir önerim var." Kolunu Umay'a uzattı. Umay hemen koluna girdi ve içeri geçtiler.

Kızlar onları gülümseyerek izliyordu. Elif Neslihan'a fısıldadı. "Bu sefer gerçekten oldu. Çok mutlu. Şuna bir bak."

"Doğru kişiyi bulacağından emindim. Ama bu kişinin sarı kafalı Tolga olacağı aklıma gelmemişti."

Otelin bahçesine geçmeden Hakan önlerine geçti. "Küçük hanımı sizden biraz ödünç alabilir miyim?"

"Tabi ki Hakan Bey."

Hakan kolunu uzatınca Umay tereddütle Tolga'ya baktı. Tolga kafasını sallayarak onayı verince Umay Hakan'ın koluna girdi.

"Önce içecek bir şeyler alalım mı?"

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now