Bölüm 39

110 2 0
                                    

Uyandığında çoktan sabah olmuştu bile. Umay'ı kontrol ederek mutfağa geçti. İki tane sandviç hazırladı ve portakal suyu sıktı. O arada kahve için su koymuştu bile. Umay uyanıp sendeleyerek mutfağa yöneldi. Gözlerini açamaz haldeydi.

"Nerdeyim ben?"

"Günaydın küçük hanım bendeniz Mete'nin fakirhanesindesiniz."

"İyi de nası geldim ben buraya. Otele dönecektim."

"Hatırlamıyor musun? Asistanın aradı beni istemişsin. Hasretime dayanamadıysan demek ki."

"Hayır hatırlamıyorum. Herhalde sağlıklı düşünebilseydim buraya gelmezdim."

"Evinde bi sorun mu var neden oteldesin?"  Umay'ın otel dediğini fark ederek bu cümleyi kurmuştu Mete.

"Sayılır. Uzun hikaye. Belki sonra anlatırım. Yüzümü yıkamalıyım. İzninle."

Banyoya girip elini yüzünü yıkadı. "Başım çatlıyor ağrı kesicin var mı?" Mete'ye sesleniyordu bi yandan.

"Hayır akşamdan kalmalar için ağrı kesicinin fayda ettiğini söyleyemem ama sana bi karışım yapabilirim."

Umay mutfağa geçti. Mete sandviç tabağıyla meyve suyunu önüne itti. "Önce bunları bitir. Sonra baş ağrının icabına bakarız."

Umay çok açtı. Hemen tabağa gömüldü. Büyük bir iştahla yemeğini yedi. "Çok güzel ellerine sağlık. Bu kıyafetler senin mi kim giydirdi?"

"Benim evet. Malum ziyaretçilerimin bıraktıkları sana olmayacağı için benimkileri giydirdim."

Umay ters bir bakış attı. Hormurdanarak yemeğe devam etti. Mete bu arada Umay için karışımını hazırlarken bir yandan da ona sorular soruyordu.

"E anlat bakalım kim bu gamzeleri çok güzel olan kahramanın."

Umay'ın suratında bir ifade değişimi göremedi. Portakal suyunu içtikten sonra cevap verdi. "Neden bahsettiğin hakkında en ufak bi fikrim yok üzgünüm."

"Dün gece bahsettin ya. Kahramanımla olmak istiyorum o nerede gibi bir sürü şey söyledin."

Söylediklerinin ciddi olup olmadığını anlamak için suratına baktı Mete'nin. "Dalga geçmek için iyi bir zaman değil. Başım çatlıyo şu an."

Hiç bir şey hatırlamadığı fark etti Mete. Neslihan bir şeyler biliyor muydu acaba. Bir ara onu yoklaması gerekti.

"Ben duşa giriyorum. Bunu iç sana çok iyi geleceğinden eminim. Sonra da seni şirkete bırakırım."

"Hayır teşekkürler kendim giderim."

"Arabanı asistanına eve gitmesi için verdim. Yine de kendim giderim diyorsan taksi çağırırız."

Umay ona uzatılan karışımı içerken kapıdan içeri biri girdi. Kim olduğunu görmek için kafasını uzattı. Sarıya dönük kumral saçları olan biriydi. Yine de net olarak görememişti. Yerinden kalktı ve ona doğru ilerledi. Kimdi bu yabancı.

Mutfağın girişinde karşılaştılar nihayet.

Yabancı ona ve elindeki bardağa baktı. "Akşamdan kalmayız bakıyorum. Mete'nin sipesyelidir. Bana da hep bundan yapar."

Çok çekici genç bir adamdı. Orta boyludu-Bir erkeğe göre yani-. Muhtemelen Umay'dan on santim kadar uzundu. Ona cevap vermek yerine masaya geri döndü.

Sonra yabancı Umay'ın karşısına geçti. "Abimin evinde hep senin gibi güzel kadınlar görmeye alışkınım ama sen bi farklısın. Yani senin gibi birini hiç görmedim."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now