Bölüm 56

86 0 0
                                    

Umay'ın bu tavrı karşısında kimse aman yoldan geldin, yorulmuşsundur bir dinlen diyemedi. Doğruca şirkete gittiler. Etrafı kolaçan ettikten sonra hızlıca  binaya girdi. Kimseye görünmeden hızlıca odasına geçti. Umut odasından bir kaç evrak alıp Umay'ın yanına geçti. 

"İşte kraliçem sen yokken yapılan ufak tefek birkaç iş." Elindekileri masaya bıraktı. Umay kabaca göz attıktan sonra Umut'a döndü Dedesiyle yaptıkları konuşmayı hatırladı. 

"Beni neden seviyorsun?"

Umut şaşkın bir şekilde kaşlarını çattı. "Pardon anlayamadım." Bu nasıl bir soruydu durduk yere.

"Benim yanımda olmak için evini işini bırakıp temelli buraya geldin. Bunlara değer miyim hiç düşündün mü? Nasıl bu kadar çabuk vazgeçebildin her şeyden? Bu kadar kolay mı bunu yapmak? Sen kendine hiç dönüp baktın mı? Yakışıklısın, zekisin, yeteneklisin. Neden benim için bunca şeye katlanıyorsun?"

Umut bu konuşmanın nereye gideceğini kestiremedi. Şaşkınlıkla dinliyordu. "Asıl kendine hiç baktın mı? Ne kadar harika bir kadınsın. Senin bile bilmediğin inanılmaz yönlerin var ve beraber keşfediyoruz. Bu çok güzel bir şey değil mi?"

Umay masanın üzerindeki elini yumruk yaptı. "Ya bırak. Harika yönmüş. Onca kadında yok da bi bende mi var bi bu özellikler." Ses tonu gergin be sertti. Biraz da yüksek çıkmıştı.

Umut tamamen şaşkınlıkla donakalmıştı. "Ben inan ki bu dediklerinin ne anlama geldiğini anlayamıyorum. Canını sıkan bir şey mi oldu?  Bana anlatabilirsin biliyorsun."

Umay gerginlikle kıkırdadı. "Harika bir erkek arkadaşsın değil mi? Hep sevgilisine destek olan, her kızın hayalindeki yakışıklı ve başarılı adam Umut Akay."

Umut gözlerini kısıp kaşlarını çatarak Umay'ın devam etmesini bekledi. 

"Otuz yaşına gelmiş, sayısız kadınla çıkmış ve buna rağmen bir tanesine tutulup  hayatının en şahane zamanlarını geçirdiği yeri bir çırpıda yine bu kadın için silip atmış ama kök salmaktan bir haber ve evlenmek için çok gencim diyen bir adam."

"Umay neler oluyor. Sen bana ne demek istiyorsun?"

Umay koltuğunda geriye yaslandı. Kollarını göğsünde birleştirdi. "Ne dediğim çok açık. Her seferinde gel gidelim diyorsun ama bana verebileceğin bir güvence bile yok."

Umut'un yüzünde Umay'ın o zamana kadar hiç görmediği bir hayal kırıklığı belirdi. "Bütün mesele bu mu yani? Seni bırakıp gideceğim düşüncesi mi? Bana olan güvensizliğin mi? Yoksa evlilik konusunda geçen gün söylediklerim mi?"

"Mesele tutarlı olmayışın. Yaptıklarına bir anlam veremiyorum. Yani nasıl beraber bir hayat sürebiliriz?"

"Neden bir hayat sürmeyelim ki beraber? Neden böyle yapıyorsun Umay?"

"Bu şekilde sevgili olarak bir ömür. Kulağa ne hoş geliyor anlatamam."

"Umay sen henüz yirmi yaşındasın. Böyle bir şeyin sorumluluğu üstlenmeye hazır hissediyorsun yani öyle mi?"

"Sonuçta ben bir şirket yönetiyorum. Bunun sorumluluğunun yanında evlilik çocuk oyuncağı gibi kalır."

"Ha bütün mesele bu yani evlilik öyle mi?"

"Bak ben evlilik meraklısı bir kadın değilim. Ama ilerde çocuk istiyorum. Ve bana bunun garantisini verecek biri gibi durmuyorsun. Sen uçarısın. Seninle nasıl bir yola çıkarım bilmiyorum."

Umut elini cebine attı. Yavaşça Umay'ın masasına ilerledi ve cebinden çıkardığı kutuyu bıraktı. "Ben bunun için doğru zamanı beklemiştim. Ama sanırım o zaman bu zaman değil. Hiç bir zaman da doğru bir zaman olmayacak galiba. İstifa ediyorum." 

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now