Bölüm 12

219 9 4
                                    

Saat: 01.23

Yanımda Sarp ve Elif vardı. O gece Onur'la Alev'i yalnız bırakmaya karar vermiştik. Bu sebeple evden eşyalarımızı alıp Onur'un bana aldığı eve geçiyorduk. Sarp'ta araçla gitmeyeceğimizi öğrenince bize eşlik etmek istemişti. Evim biraz uzaktı ama yürümek istiyordum. Nişanın yorgunluğunu böyle  atmaya karar vermiştik. Bir kaç sokak geçtiğimizde ilerideki kavgayı fark ettim. 

Oğuz hocayı o halde görünce aklım başım başımdan gitti sanki. Çantamdaki silahı çıkartıp bir iki el havaya sıktıktan sonra onlara yönelttim. Korkudan hepsi dağıldı. Sarp tuhaf bir şekilde elimdeki silaha bakıyordu. Belli ki fazla şaşırmıştı. Sonrasında taksi çağırıp Oğuz hocayı evime götürdük.

Saat:02.05

Bilinci kapalıydı. Ama yaraları derin değildi. Hemen pansuman yaptık. Neyse ki Sarp hemen gidip evinden Oğuz hoca için kıyafet getirdi. İşimiz bittiğinde Oğuz hocayı yatağıma yatırdım. Sadece endişeliydim. 

Saat:04.45

Uzun zamandır baygın. Neredeyse sabah oldu. Ortalık henüz aydınlanmadı. Eğer bir süre daha baygın kalırsa doktor çağırmak zorundayım. Sarp'ın da uykusu geldi. Elif uyumaya gitti.

Saat:05.50

Aslında bu kötü olay sebebiyle onu daha iyi inceleme fırsatı bulmuştum. Yüz hatlarına bir bak. Çok harika. Bana karşı aksi davranışlarını her seferinde nasıl görmezden gelebiliyorum. Sevgili hocam, sizde garip bir şey var... 

Gün aydınlandı. Nabzı normal. Kalp atışları standart. Ama sanırım biraz içim geçiyor. Sarp izin isteyerek evine geçti.

Saat:06.45

Uyumak üzereyim ama hala etrafta olan bitene odaklanabiliyorum. O anda Oğuz hoca uyanıyor gibi oldu. Hızlıca toparlandım. "Hocam lütfen iyiyim deyin. İyi misiniz?" dedim. Ama sadece bana bakıyordu. Kafası karışık gibiydi.

Oğuz hareket etmeye çalıştı. Umay hemen ayaklanıp ona yardım etmek için harekete geçti. Oğuz'u belinden destekleyerek kaldırdı. Kendisi de yatağın ucuna oturdu. Oğuz kafasındaki sargıyı fark etti. "Noldu bana?" diye sordu. Umay içinden bir oh çekerek komodinin üzerindeki  suyu alıp Oğuz'a içirdi. "İyisiniz ya. Önemli olan bu." dedi. Oğuz kaşlarını çattı. "Ne oldu diye sormuştum. Önemli olan, iyi olmamla sonra ilgileriniz." dedi kızarak.

Umay gülümsedi. Gözlerini Oğuz'un gözlerine dikti. "Ne gülüyorsun çocuğum?" diye sordu Oğuz. Umay tebessüm etmesini sürdürerek "İyisiniz hocam. Onun için gülüyorum. Bana kızdığınıza göre formunuzdasınız. Hiçbir şeyiniz yok demektir bu da." diyerek ayağa kalktı. Bunu fark eden Oğuz da gülümsedi. "Uykusuz kalmışsın. İyiyim artık. Git dinlen hadi." dedi. Sonra başının ve omurga kemiğinin ağrıdığını fark ederek acı içinde sızlandı.

Umay hemen arkasına yastık koyarak "Kahvaltı hazırlayayım. Ağrı kesici içmeniz gerek. Daha sonra genel kontroller için doktora gideriz hocam. Bana biraz zaman verin." diyerek kapıya yöneldi. Oğuz keskin bir ses tonuyla "Umay! Gerek yok. Kahvaltıya kalamam gitmem gerek." diyerek kestirip attı. Umay'ın gözleri dolmuştu. Gergindi biraz. Biraz da korkmuştu. Kapının önünde durdu. Gidemedi ama kalamadı da. Fazla telaşlıydı.

Oğuz bunu fark etti. Bir yandan da kendine kızıyordu bu kedi yavrusunu üzdüğü için. "Yanıma gel." dedi. Umay gözlerini diktiği yerden çevirip oğuza baktı. Oğuz Umay'ı inceliyordu. Son zamanlarda fazla kilo vermiş ve solgun görünüyordu. Çekik gözleri hala uykusuz, sinirli ve hayal kırıklığıyla ona yönelmişti. Birazdan yanaklarından aşağı yaşlar süzülecek gibiydi. Aslında bu kız her an ağlamaya hazır gibiydi. Gülümserken bile göz pınarlarında hüzün vardı. Nasıl biriydi bu böyle. Yaptığı hatayı fark etti o an Oğuz.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now