Bölüm 91

74 3 1
                                    

Tolga gelip Umut'un yanında durdu. Umut onların arkasından bakakalmıştı. "Gerçekten sevgilisi miymiş?"

Umut kafasını salladı. "Hııı, öyleymiş."

"Üzülme ya. Adam yakışıklı en azından senden daha çirkin de olabilirdi bu yönden düşün."

"Yakışıklı namussuz yakışıklı da.. Bir dakka ya." Sonunda Tolga'dan tarafa dönmeyi akıl edebildi. "Napıyon olum burda? Ne tesellli veren kankalar gibi dikilmişsin başıma."

Tolga kafasını salladı. "E teselli veriyorum tabi. Malum boynuzlar kapıdan sığmıyo."

Umut burnundan soluyordu. Tolga'ya cevap vermedi. Çıkıp Hakan'ı aradı. Hakan uykulu bir sesle telefonu açtı. "Umut iyi misin?"

"İyiyim, hemen atla buraya. Becca'ya da söyle hazırlansın. Seninle geliyor."

"Ne diyorsun sen rüyanda mı gördün bizi? Hem ne oldu. Hani Umay tatilden dönünce sen onunla buraya gelecektin."

"Planlar değişti. Kız kolunda bir adamla çıkageldi."

"He sen de ondan mı Becca'yı istiyorsun? Yapma oğlum ya. Kıskandıracak mısın aklın sıra? O bi adamla geldi sen de bi kadınla mı çıkacaksın karşısına. Bırak gel kendi kaybeder."

"Ben de bırakıp geleyim kendi kaybeder diyorum ama kız hiç kaybetmiyor. Hep ben kaybediyorum. Nasıl oluyor bu?"

"Tamam tamam biraz uyuyayım. Uyanınca hazırlanıp geliriz. Ama bu şekilde doğru yapmıyorsun. Kızı alıp karşına konuş. De ona abi ben çok aşığım sana vazgeçemiyorum. Yüzüğüm de hazır bak gel evlenelim. Bekar kadın yani. Vazgeç bu adamdan de."

"Bunu diyebilirim evet. Ama dişe diş, göze göz."

"Ya neden vazgeçmiyorsun?"

Umut düşündü. Daha önce denemişti. Ama artık onsuz olmak istemiyordu. Bir ikna edebilse onu alıp gidebilseydi keşke.

"Hayatım düzene girsin istiyorum."

"Tamam istediğin gibi olsun."

Umay kendini zar zor eve attı. Üzerini değiştirip yatağına uzandı. Çok yorulmuştu. Makyajını bile silmeden uyuyakaldı. Uyandığında Duncan yanında yoktu. Elini yüzünü yıkayıp hemen salona indi.

Duncan Selma ile kahvaltı hazırlıyordu. Çok dinç görünüyordu. Umay'ın aksine yoğun eğlence programına çok alışkındı. "Buongiorno mio caro."(Günaydın hayatım)

Duncan önünle önlükle çok sevimli duruyordu. "Gun aydın mia bella"

Selma Umay'a döndü. "Günaydın kızım. Geceliklerinle inmezdin salona hiç. Hem böyle buzağı gibi dolaşma. Hasta olursun."

"Günaydın Selma sultan çok yorgunum. Siz kahvaltı mı hazırlıyorsunuz?"

"Evet tutturdu ben yapıcam diye. Dilini de anlamıyorum bu gevur adamın."

"Aaa çok ayıp hiç öyle denir mi?"

"Gefur ne demek?"

"Al işte bak soruyo. Ne demek sen açıkla bakalım."

Selma Duncan'a döndü. "Gevur  ıııııı, nasıl desem. Böyle senin gibilere deniyo oğlum."

Umay kahkaha attı. "Ay çok hoşsun vallahi. Neslihan geldi mi?"

Duncan cevap verdi. "Nesli gelmedi."

"İyi biraz öğretmişsin türkçeyi. Hep burda mı kalacak bu oğlan?"

"Yok misafir şu an. Hem biraz kendi de biliyordu. İki haftada bu kadar oldu." Duncan'a seslendi. "Siediti accanto a me tesoro." (Yanıma otur tatlım.)

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now