Bölüm 22

200 9 4
                                    

"Noldu rengin atmış senin" Umut elindeki tabakları masaya koyuyordu. 

Umay ayağa kalkıp masaya yaklaştı.  "Oğuz Sude'yi hırpaladı ve sonra Sude'de ona silah doğrulttu."

"Eee sonra?" Umut Umay'ın ne hissettiğini kestirmeye çalışıyordu.

"Neyse ki bir şey olmadı ama çok korktum. Oğuz silahı aldı elinden Sude evden çıktı, arkasından da Oğuz çıktı elinde valizle."

"Korktun öyle mi? Ona bir şey olacak diye korktun yani?" Umut sinirlenmişti.

"Tabi ki korktum Umut. Korkmamalı mıyım? Ölsün mü adam boşu boşuna Allah aşkına" Umay'ın yüzü ciddileşti.

"Sana o kadar acıyı yaşatan adama ne olacağı neden bu kadar umurunda ki? Hala aklın onda değil mi? Ne kadar çabalasam da olmuyor. Sevemiyorsun beni. Hala aklın o pislik herifte. Ben anlamıyorum ki seni.  Ben burda sen mutlu ol diye ağzından çıkan iki kelimeye bakarken sen gidip hala.."

Umay dayanamayıp sözünü kesti "Umut sen neden bahsediyorsun? Sakin olur musun? Sonuçta benim de alakam olan bir konuydu bu ve benim arkamdan ikisinden birinin zarar görmesini istemem. Bu Sude bile olsa. Çünkü aralarında sadece ayrılık ve nefret olmalı başka bir şey değil. Böylece gardları zayıflar."

Umut Umay'ın söylediklerine inanmamıştı."Bilgin olsun diye söylüyorum söylediklerinin tek kelimesi bile beni tatmin etmedi. Bazen beni kullanıyormuşsun gibi hissediyorum." Son söylediği cümle yüzünden anında pişman olmuştu.

Umay yüzü şaşkınlıkla gerildi. ""Umut sen ne diyorsun? Nasıl yakıştırırsın bana bunu sen? Beni bu gece çok büyük hayal kırıklığına uğrattın. Cidden ben gitsem iyi olacak." 

"Umay ben özür dilerim böyle söylemek istemedim. Gerçekten aklımdan geçen bu değildi." Umut ayaklanan Umay'a sarılmaya çalıştı.

Umay kendinden uzaklaştırdı onu. "Beni tanımaya başladığını sanmıştım. Ne yazık. Yanılmışım."

Hızlıca eşyalarını alıp kapıya yöneldi. Kırılmış ve üzülmüştü. Elbette onu affedecekti daha sonra. Haklı sebepleri olduğuna inanarak hemde. Biraz düşünmesi gerekiyordu sadece. Ama o an daha fazla onunla kalamazdı.

Umut arkasından koştu ama Umay'ı yakalayamadı. Asansörün olduğu kata baktı. Merdivenlere yöneldi. Maalesef asansör daha hızlıydı. Zemin kata ulaştığında Umay arabasına atlamış gidiyordu.

Umut'un peşine bırakmaya niyeti yoktu. Olay sıcakken eğer halletmezlerse Umay'ı kaybedeceğini biliyordu. Çünkü tartışma sonrasında her ne kadar yalnız kalmak istiyorum dese de aslında yalnız kalmak istemezdi Umay. 

Biz Oğuz'dan hata yapmasını beklerken hatayı sen yaptın Umut. Şaşırttın bizi. Umarım kendini affettirmeyi başarabilirsin.

Umay nereye gideceğini bilemeden biraz turladı. Deniz havası almanın iyi geleceğini üşündü. Ki normalde öyle deniz sevdalısı bir kız değildi. Sahil kenarına geldi. Ordaki banklardan birinde oturdu. Sonra bir anda hatırlar gibi oldu burayı. Biraz ileride Oğuz'un burnunu kırmıştı. 

Sıkıntıyla iç çekti. Bu kadar şeyin yaşanmasına gerek var mıydı sahi? Yorulduğunu hissetti. Bu duygu karmaşasından da bıkmıştı. Herhangi bir ilişkisinin güzel gitmeyeceğini biliyordu. Umut'a ne hissettiğini bilmiyordu çok kafası karışıktı.

 Evet o çok etkileyiciydi. Bunun yanı sıra ona hep destek olmuştu. Ona karşı bir şey vardı içinde bunu inkar edemezdi. Başını öne eğip ellerinin arasına aldı. Ben tam bir baş belasıyım dedi.

"Hayır değilsin. Sen özel bir kadınsın."

Bu ses..

Hemen ayaklanıp arkasına döndü Umay. 

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now