Bölüm 24

182 5 8
                                    

Onur kükrüyordu adeta "Sana başını belaya sokma derken başkalarının başını da belaya sokmamanı kastetmiştim. Ben o çocuğu buraya sen onun başına Sude'yi sar  diye çağırmadım."

Ama bu sözler Umay'ı rahatlatmıyor aksine daha da geriyordu. 

Onur bağırmaya devam etti. "Sana güvenmiştim Umay. Bir şeyler yapmana izin vermiştim. Ama sen bunu değerlendiremedin. Üstelik başkasının hayatını da tehlikeye attın. Bundan sonra benden habersiz adım atmayacaksın duydun mu? Ben de bu işle ilgileniyor olucam."

Telefonu kapattı Umay. Ve tekrar yola koyuldu. Yolu açılmıştı. Hava alanına vardı ve aracını park edip dış hatların girişine koştu. Umut'u arıyordu ama onu hiçbir yerde göremedi.

Umay üzerindeki silahla oraya giremezdi. Silahı aracına geri koyup koşarak girişe yöneldi. Umut ortalarda görünmüyordu. Sıradaki insanlardan izin isteyip taramadan geçerek içeri girdi. Ardından telefonu çaldı.

"Sarp seni daha sonra ararım konuşacak durumda değilim." Telefonu kapatmak üzereydi ki biri kolundan tutup çekti Umay'ı.

Arkasını döndüğünde Sarp'ı gördü. Telefonu cebine  attı hemen.

"Merak etme. Check-in işlemlerini halletti. Şimdi uçağa gidiyordur." Sarp'ın suratı ifadesizdi.

"Sen nasıl?" Umay devamını getiremedi lafının.

"Sandığından daha dikkatliyim Umay. Beni fazla hafife alıyorsun."

"Sarp ben hiçbir şey anlamıyorum. Neler oluyor?"

"Buradan çıkıp gitmemiz gerek hemen. Sana anlatırım."

Umay şaşkın şaşkın bakıyordu Sarp'a. Dışarı çıktılar. "İyi ama senin araban nerde?"

"Umay anlatırım daha sonra gidebilir miyiz lütfen?"

Umay'ın aracına bindi ikisi de ve Umay'ın evine yol aldılar. Eve geldiklerinde Umay kahve yapmaya gitti. Sarp ona yardım etmek için yanına gitti. Umay Umut'tan başka bir erkeğin o evin mutfağına girmesine alışkın değildi. Sarp'ın beklemediği bir tepki verdi.

"Sarp dokunma hiçbir şeye" Sesi fazla sert çıktı Umay'ın.

"Ben sadece yardım etmek istemiştim. Sakin olur musun?" Sarp'ta fazlasıyla gergindi.

Umay anılarına fazla bağlı bir kadındı. Değer verdiği biriyle yaptığı bir şeyi başkasıyla yapmak istemezdi. Bu evleneceği adam olsa bile.

"Salona geçer misin? Bana iki üç dakika müsaade et lütfen." Gereksiz bir tepki değildi bu Umay'a göre. 

Sarp salona geçip oturmaya başladı. Verdiği kararı düşünüyordu. Gerçekten bu kızla evlenmek istiyor muydu? Umay hep böyle soğuk ve mesafeli mi olacaktı? Bu böyle devam ederse evlilikleri uzun sürmeyecekti. Bu işine gelmezdi. Ona zaman gerekiyordu. Her şeyi yoluna koymak için belli bir süreye ihtiyacı vardı. 

Umay kahvelerle içeri girdi. "Özür dilerim sana bağırmak istememiştim. Sadece fazla gerildim ve yanımda sen vardın, bende o an sana patladım."

"Hayır önemli değil. Sen iyisin değil mi?"

"Evet, çok daha iyiyim teşekkür ederim. Şimdi hava alanında  ne aradığına gelelim." Öğrenmek için tutuşuyordu Umay.

"Sude'nin güvenlikten Umut'un bindiği taksinin plakasını aldığını gördüm. Seni aradım ve açmadın. Bir şeyler olduğunu anlamıştım ama  ne yapacağımı bilmiyordum. Sonra telefonum çaldı. Onur arıyordu. Hemen yola çıkmamı ve Umut'u taksiden alıp hava alanına götürmemi söyledi. Yol durumuna baktığımda trafik vardı."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now