Bölüm 88

85 3 4
                                    

Sarp kendini hastaneye attığında bağırmaya başladı. "Zehir yayıldı yardım edin. Otopside, otopside görünmeyecek."

Hastane çalışanları hemen Sarp'ı muayeneye aldılar. Hastane polisi Sarp'a ne olduğunu soruyordu.

"Karım beni zehirledi. Az önce itiraf etti. Otopside görünmeyecek dedi."

Umay kapıdan telaşla girdi. "Hayatım iyi misin neler oldu?"

"İşte, işte karım bu."

"Hanımefendi siz benimle merkeze kadar buyurun."

"Ne merkezi memur bey?"

"Eşiniz beyefendi onu zehirlediğini söylüyor."

"Hayır olur mu öyle şey deli misiniz siz?"

"Zorluk çıkarmayın lütfen."

Umay Sarp'a döndü. "Sarp bir şey söylesene. Beni karakola götürüyorlar."

Umay'ı apar topar götürdüler. Sarp'ın tetkiklerinde herhangi zehir veya başka bir madde bulunamadı. Yine de müşehade altında tutulacaktı bir süre. Tabi her şey kesinleşinceye kadar Umay'da karakolda tutulacaktı.

Sarp'ın tabağındaki yemek incelenmek için laboratuvara alınmış orda da sonuç temiz çıkmıştı.

Sabaha kadar Sarp'ın durumu gözlendi ve sabah taburcu edildi. Umay Arzu'yu aramıştı.

Arzu sabah Umay'ı aldığında neler olduğunu öğrenmişti. İfade tutanağını ve polis raporunu okumuştu. "Umay neler oluyor?"

"Akşam yemeği hazırladım. Sorunlarımızı konuşalım istedim. Aslında baya da iyi gidiyordu. Yemeği beğendin mi sordum. Ama bir anda sen beni zehirledin diye bastı gitti evden. Peşinden gittiğimde de beni tutuklattı."

"Yeme beni Umay. Bana karşı dürüst ol. Yemek temiz, adam temiz. Ne oldu da beni zehirledi dedi."

"Bilmiyorum dedim ya. Belli ki hasta belli ki kafayı yemiş. Sen benim avukatım değil misin abla? Al sana kanıt, al sana şahit. Bugün ver evrakları."

Arzu Umay'ın bir şeyler karıştırdığını biliyor olsa da bunu nasıl yaptığını anlayamamıştı. Anlaşılacak gibi de değildi.

Neslihan Umay'a vücuttaki sinir noktalarını tek tek göstermişti. 'Bak tam buraya batıracağın iğne on dakika sonra insanı felç eder. İğneyi çıkardığındaysa iki dakika sonra kan akışı devam edeceğinden kaslar eskisi gibi çalışır. Ama doğru noktayı bulman lazım. Yoksa her şey boşa gider.'

Umay dersine iyi çalışmıştı. Bu yüzden planının en son ve de en zor aşaması buydu. Kesinlikle hata kabul etmeyecek bir aşamaydı. Her şeyin temiz çıkması Sarp'ın psikolojik sorunları olduğuna işaretti. Umay planlarını yanlış anlaşılmalar üzerine kurmuştu. Arzu çoktan evrakları hazırlamıştı. Hemen mahkemeye başvurdu ve mahkeme için gün aldı.

Umay Gürdal Holding'e uğrayıp haberi Onur'a vermeden önce üzerini değiştirmek için rezidanstaki dairesine geçti. Sarp'ı orda bulmayı beklemiyordu. Yüzüne bakmadan odaya geçip kıyafetlerini çıkardı.

"Umay biraz konuşabilir miyiz?"

Umay ona bakmadan cevap verdi. "Konuşacak bir şey yok Sarp. Beni rezil ettin herkese. Hayaller sanrılar görüp kafanda kurup sürekli bana zarar vermekten başka bir şey yapmadın. Hastasın sen."

"Ne desen haklısın. Neden böyle olduğunu da inan bilmiyorum. Ama sen benimle konuştun. Boğazıma bıçak dayadın. Zehir koydum yemeğine dedin."

"Ben öyle bir şey demedim. Bıçak falan dayamadım boğazına. Yerimden bile kalkmadım. Deli misin sen? Hayal görüp beni karakola gönderttin."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now