Bölüm 16

221 8 6
                                    

"Günaydınlar efendim keyfiniz nasıl yerindedir umarım." diyerek kahvaltı masasındaki herkesi bir bir öptü Umay. Son bir aydır ayrı evde yaşıyordu. Onur'un diretmelerine karşılık koruma eşliğinde olmayı kabul ederek yalnız yaşama isteğini dile getirmişti. Ve sonunda kendi evine geçmişti. Onur son olanlardan sonra üzerine fazla gitmemeye karar verdi.

Oğuz'un evinde gördüğü zaman Onur kendini kaybetmenin eşiğinden dönmüştü. Oğuz'u da Umay'ı da öldürebilirdi. Ne işi vardı o adamın yanında? Ama sonra Umay'ın bir delilik yapmasından korktuğu için ses etmedi hiçbir şeye. Kuzeninin o adama aşık olduğunu anlamıştı. O gece ki davranışı açıklıyordu her şeyi. Neden evlilik konusunda böyle sert bir tepki verdiğini de. Konu kalp sızısı olunca kızmaya hakkı olmadığını düşünüyordu.

İstediği arabayı da almıştı. Umay gibi bir kız başkasının koruması altında uzun süre yaşayamazdı. Bu güne kadar her zaman kendi başının çaresine bakmış birini, başka birinin koruması altına veremezdiniz. O insan çiçek gibi solardı.

Biraz da mücadeleci ruhunun kaybolmaması içindi bu. Evini gözetleyen kameralar yedi yirmi dört izleniyordu. İyi bir güvenlik şirketiyle anlaşmıştı. Hem sonra korumalar da vardı. Olası bir durumda Umay kendini de pekala koruyabilirdi.

Haftada iki gün Elif de gidiyordu yanına. Ama bu içini rahatlatmıyordu Onur'un. Yine de kendi yanında yaşamasından daha güvende kılıyordu bu durum Umay'ı. Okuluna düzenli olarak gidip geliyor ders çalışıyor ve üniversitenin etkinliklerine ölçülü bir şekilde katılıyordu.

Öğrenci olduğunun farkına yeni varmaya başlamıştı Umay. Bu senenin bitmesine az kalmıştı. İlk senesini bitirince daha kolay olmayacaktı. Yirmi yaşında koca bir kadın olacaktı ve hala elinde kayda değer bir başarısı yoktu. Belki de en genç kadın CEO olma ünvanını elinde bulundurmasına az kalmıştı.

Mahkemenin istediği ayrıntılı DNA testi gelmiş Gürdal'ların resmi üyesi olmuştu. Kimliğini bekliyordu. Soyadı değişimi için okula başvuracaktı. Sonra Onur şirketin yarı hissesini ona verecekti. Borsa üzerine araştırma yapıyor bu konuda bilgi sahibi olmak istiyordu.

Bu kolay değildi. İşinin en iyisi olan ekonomistlerle bağlantı içindeydi. Onları kendisine yardımcı olmaları için işe almıştı ve normalin iki katı ücret veriyordu.

Gülümseyerek masaya oturdu Umay. Tabağını doldurdu ve yemeğe başladı. Onur gülerek "Bugün iştahın yerinde. Böyle yersen yine fil gibi olacaksın." dedi. 

Umay ağzı dolu şekilde "Demek yediğimde gözün var Onur Gürdal" dedi kaşlarını çatarak. Sonra devam etti. "Bugün iyi enerji depolamam gerek. Okul ajansının toplantısı var. Kafam çalışsın ki iyi fikir vereyim."

Onur Umay'ın toparlanmaya başlamasına oldukça mutluydu. İki ay önceki hali gözünün önünden gitmiyordu. Onu Oğuz'un evinden aldığı o anki ağlayışını unutamamıştı hala. Üstüne gitmemek için ne oldu diye soramamıştı.

Birden aklına gelmiş gibi ifade takınarak "Sigarayı azaltmış gibisin." dedi. Umay son iki ayda neredeyse günde bir paket bitirir olmuştu. Onur içme demiyor ama arada laf sokuyordu. Umay kaşlarını kaldırarak "Hayır hala aynı." dedi kısaca.

Bu konuda tartışmak istemiyordu. Onur artık kısıtlamalarını çekmiş ama hala kontrol altında tutuyordu. Sonra kalkarak "Kızları bugün okula ben götüreyim mi abicik?" dedi şirin halini takınarak. Onur her isteğine tamam demeye dikkat ediyordu. Son bir haftadır daha canlıydı ve eski haline dönmesinden korkuyordu.

"Hadi kalkın Umay sizi okula götürecek." dedi. Umay Onur'un boynuna atladı. Onur'u öptükten sonra kızları da alıp masadan kalktı. Okula vardıklarında derse beş dakika gecikmişlerdi. Ders yeni gelen hocanın olmalıydı. Hızlıca sınıfa koştular.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now