Bölüm 95

115 3 0
                                    

"Neslihan'dan mı öğrendin yerimi?"

Umut çenesini sıkıyordu. Yine sessiz kaldı. Söylemek istediği çok şey vardı. Ama bunları nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Birden frene asıldı. "Umay niye böyle?"

"Sana bitti demiştim. Ben senin fingirdeştiğin kızlara gelip müdahale etmiyorum. Sen de biraz beni rahat bırak."

"Demek istediğim o değil. Biz çok aşıktık birbirimize Umay ne oldu."

Umay biraz düşündü. Yine dönüp dönüp en başa gidiyordu. Neden nikahlarına az bir süre kala Amerika'ya gitmişti? Ona gitmemesi için yalvarmıştı. Kendine itiraf edemese de her şeyin  onun suçu olduğunu düşünüyordu.

O yokken geçirdiği zor zamanları hatırladı. Geçen bu süre aslında ona olan aşkından bir gram bile azaltmamıştı. Sadece kızcağızın aklı karmakarışıktı. Yaşadıklarının etkisini kendisini deliliğe vurarak atmak istiyordu. Bu yüzden aşkını bile gözü görmeyecek dereceye gelmişti.

"Neden sustuğunu anlamıyorum."

Umay'da anlamıyordu. Suçluluk duygusu muydu bu? Ona haksızlık yaptığını mı düşünüyordu.

Derin bir nefes aldı. "Bir süre ayrı hayatlar yaşadık. Bu süre içerisinde birbirimiz olmadan yapabildiğimizi gördük. Olan şey bu."

"Umay ne diyorsun? Benim aklım yerinde olsaydı nasıl yaşardım sensiz? Deli misin kızım sen? Bilmiyor musun sana nasıl aşık olduğumu? Ama sen de bensiz çok iyi idare ettiğini söylüyorsun yani öyle mi?"

Elbette biliyordu. Aslında Umay'ın asıl bu konudaki tutumunu değiştiren şu oldu. Umut olmadan ölmediğini yaşayabildiğini ve hayatına devam edebileceğini fark etti. Yani Umut'un sorusunun cevabı net bir şekilde evet. Şu an onsuz yapabilirdi. Umut şimdi çekip gitse Umay eskisi gibi hastalanmaz yataklara düşmezdi. 

Kısmen bu psikolojisini ve aklını korumak için bir savunma mekanizmasıydı. Korkusu o zamanlarına dönmekti. Bir de kaybettiği bebek vardı. Bunu hiç konuşmamışlardı. Biraz bunun ağırlığını yaşıyordu. Umut'un çocuk istemediğini biliyordu ve çocukları sevmediğini. Bu yüzden mi güveni sarsılmaya başlamıştı ona?

"Çok seviyordum seni. Beni bırakıp gitmenden ölesiye korkuyordum."

"Gitmem biliyorsun."

Umay kafasını salladı. "Gittin ve sensiz çok zor zamanlar yaşadım. Biliyorum senin suçun değil ama lütfen. Lütfen artık beni rahat bırak. Aynı şeyleri yaşamak istemiyorum. Tek başıma bebeğimin ölüm haberini almak, yanımda onun babası olmadan bunları çekmek istemiyorum. Gerçi sen de zaten çocuk istemiyorsun. Aile kurmak için gerekli vasıfların biri bile sende yok. Hoş bende de yok. Bu yüzden bırak artık bu işin peşini. Olamayız işte. Hep bir aksilik çıkıyor. Bu bir araya gelmememiz için bir mesaj."

"Ben çok üzgünüm. O bebeği gerçekten isterdim. Umay sen bunu istemiyorsun kafan karışık şu an."

"Ne istediğimi bilmiyorum. Tek bildiğim biraz kendimi dinlemeye ihtiyacım olduğu."

"Tamam olur. Biraz saçma davrandığımın da farkındayım. Ama lütfen böyle bitirme biraz düşün."

Umay gülümseyerek Umut'un suratına baktı. Tolga gerçekten iyi dövmüştü onu. Kaşı ve dudağı patlamıştı. Biraz da yanağı morarmıştı. "Canın çok yanıyor mu?"

"Beni artık istemediğini düşününce canım daha çok yanıyor."

"Sana şu an hiçbir şeyin sözünü veremem. Beni bekle demiyorum. Aksine hayatına devam et diyorum. Ben bir daha senin kapına gelmem. Bunu bilerek yaşa."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now