Bölüm 59

68 0 0
                                    

Umay yine telefonuna bakarak uyandı. Hızlıca mesajlarına göz gezdirdi. Umut gideli dokuz gün olmuştu. Ama bu süre içerisinde ondan bir haber alamamıştı. Telefonuna ulaşamıyordu. Onu çok merak ediyordu. Defalarca aramış e-posta atmıştı. Ama ondan herhangi bir cevap alamamıştı. Neslihan odaya girip de Umay'ı yatağının üzerinde doğrulmuş görünce  Bulut'u kucağına alıp yatağa oturdu. 

"Bu sabahta neşeniz yok. Bu nikah gerginliği mi? Umut Bey ne zaman gelecek Bu akşam mı? Ismarladığı takım iki gün önce şirkete geldi biliyorsunuz. Siz henüz bir şey bakmadınız kendinize. Son gün bugün biliyorsunuz."

Umay sevgilisinden haber alamadığını kimseye söylememişti. Derin bir nefes aldı. Son ana kadar umudunu kesmemişti çünkü. Ama Umut eğer gelmeyecekse her şeyi iptal etmesi ve bunu ailesine açıklaması gerekliydi. Sonuçta yarın kıyılması gereken bir nikahı vardı. Parmağındaki yüzüğe baktı. 

Umay'ın konuşmadığını gören Neslihan kaşlarını çattı. "Bir sorun var. Bana anlatmayacak mısınız? Kaç gündür bana anlatmanızı bekliyorum. Sizi sıkıştırmak istemiyorum ama bu haliniz beni korkutuyor. Artık pek konuşmuyorsunuz."

"Belki de terk edildiğimi gururuma yediremiyorumdur."

Neslihan'ın gözleri kocaman açıldı. "Nasıl?" Sesi şaşkınlıkla çıkmıştı.

"Gittiğinden beri ona ulaşamıyorum. Kendisi de benimle bir temasa geçmedi. Evlenmemize artık saatler kaldı ve o ortalarda yok. Sanırım terk edildim."

Neslihan bir süreliğine şaşkınlığını üstünden atamadı. "Ben gerçekten anlamıyorum. Neden söylemediniz şimdiye kadar? Bir çaresine bakardık. Ulaşırdık Umut Bey'e. Kendinizi ne kadar üzdünüz kaç gündür kim bilir ya"

"Ben bunu bilmiyor muyum Neslihan.  Kendisi eğer bana ulaşmak istemiyorsa neden ben ona ulaşmak isteyim ki."

"Başına bir şey gelmiş olmasın Umay Hanım. Kaç gündür neden hiç bir şey yapmadınız?"

Umay kafasını asistanına çevirdi. "Öyledir dimi Neslihan. Muhakkak ona engel olan bir şey vardır. Yoksa muhakkak arardı, gelirdi değil mi?"

Neslihan Umay'ın elini tuttu. "Öyledir Umay Hanım. Hadi şimdi hazırlanın ben de bu konuda neler yapacağıma bakayım."

Umay hemen hazırlanmak üzere kalktı. Neslihan telefonunu eline alıp  bir kaç arkadaşını aradı. Salona inip beklemeye başladı. Halil Bey masada gazetesini okuyordu. "Neslihan damat bey hala ortalıkta yok. Ne zaman gelecek Umay'da pek sessiz. Kavga mı ettiler yoksa?"

Neslihan ne diyeceğini bilemedi. "Umay Hanım gelince konuşuruz. Henüz benim de bir bilgim yok efendim." 

Umay olabildiğince yavaş hareket ediyordu. Dedesinin Umut'la alakalı soru sormasından çekiniyordu. Son bir kaç gündür Onur ve kızların telefonunu da açmıyor, Neslihan'a çeşitli bahaneler söyleterek onlardan da kaçıyordu. Ama bu sabah kaçışı yoktu. Üçü birden çat kapı ona gelmişlerdi. Onur Halil Bey'e selam vererek karşına oturdu. Çok iyi anlaşmışlardı.

Halil Bey Onur'a torunu gibi sıcak ve samimi davranıyordu. Onu takdir ettiğini her fırsatta dile getiriyordu. Kızlar Umay'ın odasına çıktılar. Alev kapıyı hızlıca açarak konuşmaya başladı. "Hamiş göbeğimle çok yakışacak bir elbise aldım Umay yarın nikahta fıstık gibi olucam inşallah kıskanmazsın."

Umay gülümsedi. "Sen zaten çok güzelsin. Bu hamilelik de ayrı bir güzellik kattı sana."

Elif dikkatlice Umay'ı süzdü. "Bir şey olmuş. Umay ne oldu?"

"Nerden çıkardın onu bir şey yok."

Elif inanmadığını belirterek kaşlarını çattı. "Nikah gerginliği mi bu? Elbisen nerde? Hala bize göstermedin. Bak seni orda öyle görürsem ağlarım bilesin. Umut uçakta mı? Ardım sabah ulaşamadım."

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now