Bölüm 60

72 0 1
                                    

Neslihan Umay'ı evde bekliyordu. Umay hızlıca odasına geçip eşyalarını toparladı. Neslihan da ona yardım ediyordu. "Eee Neslihan. Sormayacak mısın nereden çıktı bu diye."

"Hayır efendim. Bu konu hakkında konuşmayı hepimize yasakladınız unuttunuz mu?"

"Bizimkiler beni sorarsa ne diyeceksin?"

"Onlara çok yoğun çalıştığınız için çok yorgun olduğunuzu bu yüzden iki üç günlük küçük bir tatile gittiğinizi söyliycem ama artık okulunuz açılacak. İlk haftayı kaçırmamanız lazım Onur Bey bu konuda çok katı biliyorsunuz. Alev bile hamile hamile gidecek."

Umay kahkaha attı." Ay Neslihan inan gerginlikten gülüyorum. Geri dönünce onu da hallederim merak etme."

"On bir saat uçakta kalacaksınız. Ben olsam ben de gerilirdim. Biletinizi first class aldım ama şöyle bir sıkıntı var sizin Seattle'a gitmeniz lazım. Oraya aktarmasız uçuş yok. Bende aktarmasız olarak San Francisco'a aldım. Oradan başka bir uçakla geçeceksiniz. Yoksa Katar senin Fransa benim dolanacaktınız. Bu da bir günden fazla sürecekti. Şimdi on beş saatte gidersiniz. Aman sakın jetlag olup saatleri karıştırmayın. İndiğiniz yere göre hemen ayarlayın saatinizi. Biliyorsunuz burası yedi saat ileride."

Gerekli eşyalar hazırlandıktan sonra Umay sakinleşmek için papatya çayı içerek kendisini kuaförünün eline bıraktı. Yinede içinde kötü bir his vardı. Aslında korkuydu içindeki. Umut'la yüzleşme korkusu. Ne diyecekti ki ona. Neden beni bıraktın mı diyecekti.

Artık gitme vakti gelmişti . Neslihan'la birlikte hava alanına gittiklerinde Yavuz dış hatlar kapısının girişinde bekliyordu. "Umay ben senin kadar lafı başka yerinden anlayan birini daha görmedim."

"Niye canım git yüzleş dedin."

"Ama ben bu kötü duygularla yüzleş dedim. Dünyanın öbür ucuna gidip adamın karşına çık demedim."

Umay'ın dikkati Yavuz'un yanındaki genç kadına takıldı. "Merhaba."

"Merhaba ben Fulya. Yavuz'un nişanlısıyım."

"Aaa ünlü Fulya. Memnun oldum ben de Umay."

Kız ona uzatılan eli samimiyetle sıktı. "Biliyorum Umay. Ben de memnun oldum. Sende ünlü Umay'sın"

"Bizim de kendi çapımızda bir fan pagemiz var tabi" Kıza gülümsemesi Yavuz ve Neslihan'ın dikkatinden kaçmadı. Uzun süredir Neslihan ilk defa onu böyle samimi gülümserken gördü. Yavuz da bunu onun gerginliğine verdi.

"Siz de zahmet ettiniz buraya kadar."

Fulya hemen konuşmaya atıldı. "Olur mu hiç. Biz sana aslında bir şey söylemeye geldik. Benim abim Seattle'da oturuyor. İzin ver seni o karşılasın. O kadar saatten sonra serseme dönersin. Zaten yalnız gidiyorsun."

Umay dikkatlice ikisine dikti gözlerini. "Neden bana iyilik yapıyorsunuz?"

Kız bu soru karşısında şaşırdı. "Sonuçta Neslihan'ın arkadaşısın. Yavuz'un müşterisisin. Bu arada müşteri kaba bir tabir oldu kusura bakma. Ama seni düşündüğümüzü de bilmeni isteriz."

"Teşekkür ederim. Ben artık geçsem iyi olur. Umarım bir kaç gün sonra görüşürüz."

Onlara el sallayıp hızlıca kapıdan içeri girdi. Bilet için işlemleri yaptığında ayakları titriyordu. Çok farklı bir heyecandı bu. Çok farklı bir korku. Kabin ekibi tarafından yeri gösterildi. Geniş ve çok rahat koltukları vardı. Kimisi yan yana kimi tekli koltuktu. Umay tekli koltuklardan birine oturdu. Telefonuna baktı. Saat gece on civarıydı demek ki şu an orada gündüz üçtü. Oraya vardığında da gece olacaktı. Fulyanın abisini rahatsız etme fikrinden hoşlanmamış olsa da bu onu aslında rahatlatmıştı. Gerçekten sersem gibi olacaktı. Ona o an için yardım edecek biri lazımdı.

NEFESİNİ BIRAKMAWhere stories live. Discover now