KRL 62

16K 1.4K 1.1K
                                    

BMW nin kapısını koruma açtı.  Aziz   tüm azameti ile ağır adımlar atarak arabadan indi.   Diğer kapıdan da Sıla indi..   Elfida koruma ordusu için de anne ve babasını görmekte zorlanıyordu.   Okul öğretmenleri heyecandan titriyorlardı.  Öğrenciler  d, gelen kişinin kim olduğunu deli merak ediyorlardı.

  Elfida daha fazla sabredemeyerek bulunduğu  okul sırasından ayrılıp arkadaşlarının arasından hızla çıktı. Koşarak korumarın arasına girdi. Korumalar Elfida ya geçmesi için bir koridor açmışlardı..   Elfida bu koridoru yararak Babacığım diyip Aziz'in boynuna sarıldı.

   Aziz gülümseyerek "hayt be prensesim benim." diyerek sıkıca sarılıp yanaklarından öptü. Elfida babasına sarılırken yanaklarından öperek sarılmaya devam etti.

   Babasızlığın ne kadar bütün bir eksiklik olduğunu bildiği için sarıldığında bırakamıyordu.

Aziz " Minik kuzum, bizim deli baş kıskanıyor bak. "diyerek kaşları ile Sıla'yı işaret etti.  Elfida" aaa annem de gelmiş.  Anneciğim hoş geldin diyerek onada sarıldı. Sıla Elfida'nın baldırını cimdirerek "Kız salça baban geldi bizi iplemez oldun. Ama ben senden bunun acısını çıkarırım." dedi.

   Elfida cimdirme ile bağırarak "Babiş ya, şu karına bişey söyle.  Bacağımı çürüttü." dedi nazlı bir şekil de yalvaran bir kedi gibi bakarak.   Aziz kollarını açıp "Gel bakayım buraya pamuğum.   İnsanları beklemeyelim." diyerek Elfida yı kolunun altına alarak yürümeye başladı.  Elfida her kese bu adam benim babam der gibi ellerini babasının beline dolayarak yanında yürüyordu. 

Aziz sırada bekleyenlerin yanınfan geçerken Elfida'nın kulağına eğilerek " Pamuğum sen arkadaşlarının yanına git. Daha sonra bol bol hasret gideririz." Diyerek Elfida'yı gönderdikten sonra  Cellad ve Aynur ile selamlaşıp kürsüye geçti.  Mikrofona parmağı ile iki defa dokunup açık olup olmadığını kontrol etti.  Açık olduğunu anlayınca" Günaydın arkadaşlar. Sabah koşusu için sabırsızlandığınızı görmek isterdim. Ama çoğunuzun gözleri uyguya davet getirir vaziyette.  Hatta bazılarınızın bedeni burda ruhları hala sıcak yataklarında yatıyor. Ruh gibisiniz. Cellad müdür sizi çok mu yoruyor yoksa.  Bana bakın çok şanslı insanlarsınız. Neden mi? Çünkü kayıp ruhlar lisesi öğrencisisiniz.  Sizlerin içinde birer cevher  var. Hepiniz korkususuzsunuz.

Cesursunuz. 

Bu gün koşmanızı istemiyorum. Serbestsiniz.

  Kahvaltılar benden, bu gün kahvaltı için koşmanıza gerek yok.  Ateş ve Fatih hariç her kes dağılsın. İsmini söylediğim öğrenciler müdür odasında beni bekleyin. " diyerek kürsüden ayrıldı.  Öğrenciler tanımadıkları bu adamın, okul sahibiyim gibi konuşmasına şaşırmışlardı.   Oldukları yerde Cellad müdürden gelecek emri bekliyorlardı.  Cellad müdür eliyle dağılın işareti yapınca, uğultulu bir sevinç gürültüsü  ile dağıldılar. Ateş ve Fatih isimlerinin neden söylendiğini pek anlıyamadılar. 

Ateş "bu adam Elfida'nın babası, beni Elfida dışında bir konudan çağırmış olması imkansız" diye düşündü. 

Fatih te buna yakın düşünceler içindeydi.

  İkisi de müdür odasına doğru yürümeye başladılar.

   Öğrencilerin dağılması ile Elfida babasının yanına koşarak kolunu  yine beline doladı.   Cellad  müdür, Aynur, Sıla, Elfida ve Aziz müdür   beraber yürüyorlardı. Aziz   Okul binasından içeri girince karşıda ki büyük tabloya bakıp  derin bir iç çekti.  "Hey gidi Menderes Osmanlı.   Büyük adam. Adam gibi adam.  Emanetin bende sana layık olmaya çalışacağıma söz veriyorum." diyerek toblo çerçevesinin köşesindeki tozu Çebinden çıkardığı mendil ile sildi.   

  Etrafındakilere siz müdür odasında beni bekleyin biz karım ve kızımla biraz okulu gezelim" diyerek merdivenlerden yukarı çıkmaya başladı.   Elfida "Babacığım hangi rüzgar sizi buraya attı." dedi tatlı bir çoçuk gibi cilveli hareketler yaparak. 

Aziz, Elfida'nın saçlarını okşuyarak "Pamuğum seni özledim.  Sana süpriz yapmak istedim." dedi anlından öperek. 

     Elfida mutluluk sarhoşu gibiydi. "Ya babaya sırf beni özlediğin için mi bu kadar adamı peşine takıp getirdin." dedi.  Aziz "Pamuğum ben annenle gelecektim. Ama annen illa bunlarda gelsin. Kızımız benim babam çok güçlü bir adam diye hava atsın diye peşimize taktı. Benim ne kadar güçlü birimi olduğumu görürseler erkekler sana yaklaşmaya korkarmış.. Annen  öyle dedi." diyerek Sıla'ya bakıp muzipçe güldü.  Sıla hafif kızarak" Bana bak çöpçü kızımı bana karşı doldurma. Sen demedin mi kızımıza musallat olan erkekler varmış gidelimde kulaklarını bi çekeyim. " dedi gülerek. 

  Elfida ellerini beline koyup" Bi durun bakalım. Birincisi bana musallat olacak  erkeği anasından doğduğuna pişman ederim. İkincisi hanginiz doğru söylüyor. Siz benle dalga mı geçiyorsunuz. " dedi.   Aziz ve Sıla muzipçe gülerek kahkaha atmaya başladılar. Elfida" Şşş gülmeyin öğle ayıp. Daha dün gece buradan bir cenaze çıktı. " der demez ağzını eliyle kapattı.  Yüzleri gülen Aziz ve Sıla bir anda ciddileşerek" Ne cenazesi? Sen ne diyorsun? "diye sordular.

  Elfida kaçaçak bir yeri kalmamıştı." Gece erkekler koğuşunda bir arkadaşımız intihar ederek öldü.  " diyebildi sadece.  Aziz ve Sıla'nın bir anda moralleri bozuldu.  Sessiz bir şekil de yürüyerek müdür  odasına doğru gittiler. Ateş ve Fatih dışarda bekliyordu.   Sıla müdür odasına girdi.  Aziz kapının arasında durarak" Aynur şu soğuk odanın anahtarını getir bakalım "diyerek soğuk odaya doğru yürümeye başladı.  Ateş ve Fatih'e işaret ederek gelmelerini istedi.

Aynur önden koşarak soğuk odanın kilidini açıp beklemeye başladı. Ateş ve Fatih arkada Aziz önde yürüyorlardı.

  Elfida arkalarından bakarak" B*ku yediler.  İnşallah az hırpalar." diyerek endişeli bir şekilde bakmaya devam etti.

Aziz kapının önüne gelince " Tamam sen gidebilirsin" diyerek Aynur'u gönderdi.   Ateş ve Fatih'e sert bir şekilde bakarak " girin bakalım içeri" dedi.    Biri iki etmeden içeri girdiler. Aziz de peşlerinden girerek kapıyı kitledi.   İkisini duvara yaslıyarak donmuş erlere doğru yürümeye başladı.   Sağ elini çekenin iç kısmına doğru koyup satırını çıkarak donmuş ete sapladı. Sol elini beline atıp bıçağını hızlıca çekerek aynı şekilde donmuş ete sapladı. 
Arkasını dönüp ağır adımlar ile yürüyerek yan yana duran Ateş ve Fatih'e doğru gitti. Sırtları duvara yaslı olan Ateş ve Fatih'in boyunlarına  elini dayıyarak ikisini havaya kaldırıp yerle bağlantılarını kesti.  "Laaan duyduğuma göre ikinizden biri kızıma musallat oluyormuş. Benim kızımı Aziz Arslan'ın kızı ile gönül eğlendirecekmiş." diye konuşurken Fatih ve Ateş nefes almakta zorlanarak çırpınıyorlardı. O eceline susayan köpek hanginiz laan. "Diyerek ikisini bıcak ve satırı sağladığı ete doğru fırlattı.

  " Benim kızımı sevme aptallığını kim gösterdi?Hanginiz seviyor Elfida'yı hanginiz laan. " diye bağırdı.
 

   Ateş ve Fatih birbirlerine bakıyorlardı.  Ateş ayağa kalkarak" Ben seviyorum. Ne yapacaksan yap lan. Seviyorum işte. " dedi öfkeyle.

   Fatih biraz geri planda kaldı. Sesini çıkaramıyordu..  Aziz, Fatih'e dönerek ya sen. Sen sevmiyormusun  Elfida'yı" diye bağırdı. "Eğer sevmiyorsan kapıyı açıp seni çıkaracağım. Suçsuz yere burada olmanı istemem." dedi. 

  Fatih biraz cılız bir sesle "Efendim bende seviyorum." dedi sesi titriyerek.

   Aziz "Vay demek ikinizde seviyorsunuz. Ulan ikinizi de öldüreceğim burada. Ama yok dur lan hanginiz çok seviyorsa Kızımı ona vereceğim. Elfida'yı canım çok seviyorum. Hiç düşünmeden onun için canımı veririm diyen varmı aranızda? Diye sordu.  

  Ateş öne atlıyarak  bir değil bin canım olsa  hiç düşünmem hemen veririm" dedi.

  Fatih biraz tırsarak "Ben de onun için canımı vermeye hazırım." dedi.

  Aziz "Tamamlan madem Elfida için ölmeye hazırsınız işte silahlarınız orada.  Alın bıçak ve satırı sağ kalan Elfida yı alır.   Ben buradayım. Başlayın bakalım." diyerek ellerini arkasında kavuşturarak beklemeye başladı.

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin