KRL 42

21.3K 1.8K 1.1K
                                    


    Son mesaj YEDİ DAKİKA önce atılmıştı. Elfida "Duur." diye mesaj attı.  Sabırsızlıkla cevap gelmesini bekliyordu. Mesajının görüldüğünü anlayınca gözlerinin ayırmadan bakmaya başladı.

   "Sonunda açtın telefonu. Elim kapatma düğmesindeydi. Az kalsın kapatıyordum telefonu."  diye mesaj gelince cevap yazmaya başladı.

  " Neredesin?"

"Sana çok yakınım. Son kez de olsa seni görmek istiyorum. "

  "Bana yakın mısın? Ayrıca neden son kez?"

"Çok vaktim yok. Mesajlaşarak mı geçireceğiz vaktimizi? Sorularına cevap almak istiyorsan ve beni görmek istiyorsan buluşalım."

"Nerde ve nasıl. Şu an izin almam çok zor. "

  " Sen istersen bir yolunu bulursun. Bulunduğunuz otelin iki kilometre doğusunda bir kulübe var. Orada bekliyorum. Çok vaktim yok."

    "Tamam beni bekle ne olursa olsun geleceğim. Beni bekle.. Acılarımın sebebi. Vicdanımın sesi geleceğim sana."

"Bekliyorum hırçın çiçeğim. Sabırsızlıkla. "

  Elfida telefonu cebine koyup, kafasını kaldırınca Ateş'in sinirli bir şekilde ona baktığını gördü. Kafasını omzuna yaslayarak " Kızmak yok. Özel bir işim vardı. " diyerek gönlünü almaya çalıştı. Ateş yumuşayarak" Sana kızmam, sadece kıskandım. Benimle bu kadar ilgilenmiyorsun. " dedi trip atar gibi yaparak.

  Elfida" Dur ben senin gönlünü almasını bilirim." diyerek  ayağa kalkıp  Cellad'ın yanına gitti. Kulağına  bir şeyler fısıldadı. Cellad onaylar mahiyette başını sallayınca, Elfida gülerek Ateş'in yanına gidip elinden tutarak "Hadi kalk seninle biraz bahçede gezelim." diyerek çekiştirmeye başladı.  Ateş ayağa kalkarak Elfida'nın sürüklemesine karşı koymadan peşine takıldı. 

   Masada sıcak bir ortam vardı. Herkes bir ağızdan "ooo" çekerek  gülüşüyordu.

   Melek baygın baygın Beton Uğur'un gülüşüne bakarak "Allah’ım ne tatlı gülüyor yaaa." diye içinden geçiriyordu.  Uğur, Melek’in kendisine baktığını görünce gülen yüzünü somurtarak masadan kalkıp yemekhaneden çıktı. Melek ağzını silerek, Uğur'un peşinden çıkıp koridorda  koşarak kolunu tutup durdurdu.  Uğur "Ne istiyorsun benden?" diyerek kolunu çekti.

“Neden bana böyle davranıyorsun?"

“İçimden gelmiyor. "

“ Öyle demiyordun ama.... "

“ Bak geldi-geçti. Bitti. "

“ Bitemez. Ben hâlâ seni seviyorum. "

“ Ama ben seni sev-mi-yor-um. "

“ Sevmiyorsun  da neden.... " dediği sırada Uğur hızlıca ağzına kapatarak" Bana bak kızım geçmiş geçmişte kaldı.   Ben kimseye zorla bir şey yapmadım. Bir daha o cümlenin sonunu getirsen seni öldürürüm. " diye bağırdı ağzından salyalar akıtarak.

  Melek  sinirli bir şekilde" Şerefsizsin sen. Adi bir şerefsiz. Sevdim lan, ölesiye sevdim. Bu sevgi uğruna her şeyimi sana verdim. Sen ne yaptın, sevgimi kullandın. Adi şerefsiz." diye bağırınca  Uğur kendini tutamayarak tokat attı. Attığı tokat adresini bulmadan bileğini havada bir el tuttu.   Çelik, Uğur'un  elini ters çevirerek duvara doğru itekledi. Uğur olayın büyümesini istemediği için" Her işe burnunu sokma. " diyerek hızlı adımlar ile uzaklaştı.

   Melek sinirden ağlıyordu. Çelik omuzuna dokunarak " Aranızda ne geçti bilmiyorum ama hiç bir şey kendini üzmeye değmez." diyerek teselli etmeye çalışıyordu. Melek üzüntüden kendi kaybetmişti. Hıçkırıklarla ağlıyordu. Bilinçsizce Çelik’e sarılarak ağlamaya başladı. Çelik şaşkındı, ne yapacağını ne söyleyeceğini bilemiyordu. Ağzı afilli laflara alışık değildi. Ağlamasın diye  eliyle saçlarını okşadı.   

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin