Demir parmaklıklar ardından bir polis memuru kilidi açarak "Genç gel bakalım. Seninkiler geldi." diyerek çağırdı. Ateş "Beklediğimden çabuk geldiler. Hemde bu sefer direk karakola geldiler." diyerek hiç bir korku belirtisi göstermeden göğsünü gererek yürümeye başladı. Müdür odasına girdiklerinde, müdür koltuğunda oturan kişiyi görünce şaşkına döndü. Karakol müdürü yan koltukta oturuyordu, müdür koltuğunda da Cellad oturuyordu. Ateş "Ooo müdürüm, okuldan sonra buraya mı atandınız." dedi alaycı bir şekilde bakarak. Cellad "Ateş sende ki bu ateş ya bir gün seni yakacak ya da çok kişiyi yakacak." diyerek ayağa kalktı. "Hadi gidelim. Konuşmamıza yolda devam ederiz" diyerek önden çıktı.
Ateş de arkasından yürüyerek arabaya gidip binecekleri sırada Cellad " Biraz yürüyelim mi?" diyerek arabaya binmekten vazgeçti. Ateş kafasını sallayarak "Fark etmez" diye cevap verdi. Yarım saat kadar yürüdükten sonra sahil kenerına gelmişlerdi. Çay satan bir çocuktan iki çay alarak banka oturdular. Ateş hiç konuşmuyor, sessizce denizi seyrediyordu. Cellad sessizliği bozmak için "Çayını soğutma al bir yudum." dedi. Ateş bardağın içinde ki kaşığı çıkarıp şekersiz çayından bir yudum aldıktan sonra "Yine kaçacağım" dedi.
Cellad gülümseyerek "Nereye gidersen git, kafanın içindekiler seninle gelecektir. İstersen şimdi git. Sana engel olmayacağım. Ama unutma kaçarak dertlerini arttırmaktadır başka bir şey yapamazsın." dedi çayından bir yudum alarak.
Ateş patlamaya hazır bir bomba gibiydi. Şu an en son ihtiyacı olan şey nasihatti. "Cellad baba, ben çok darbe yedim. Hepsini biliyorsun. Ama bu çok ağır geldi. İlk defa birine bu kadar inandım. Mertliği, delikanlı oluşu, asi duruşunun ardına sakladığı uysal meleği ile o başkaydı. Benimle oynamış, düpedüz düz kandırmış. Beni hiç sevmemiş. Onunla aynı ortamda olmak istemiyorum. O başkasını severken ben onun gözlerine bakamam. " dediğinde Cellad sözünü keserek" Bence yanılıyorsun. " dedi ciddi bir şekilde bakarak.
" Hangi konuda yanılıyorum? "
" Başkasını sevdiği konusunda yanılıyorsun. Ben sana katılmıyorum. "
" Cellad baba Elfida gözlerimin içine bakarak ismini söyledi. "
" Bak koçum, sizler daha gençsiniz. Kanınızın deli aktığı çağlardasınız. Bazı şeyleri bazı şeylerle karıştırıyorsunuz. Elfida, Fatihi sevdiğini sanıyor. Bence sevmiyor. Neden mi? Çünkü Elfida vicdanının esiri olmuş bunun farkında değil. Fatih'in başından geçenlerin sorumlusu olarak kendini görüyor. Fatih'in hastalık derecesinde aşık olması, Elfida da duygu karmaşasına yol açıyor. Elfida, Fatih'i sevmiyor, ona acıyor, ona kendini borçlu hissediyor. Bir nevi o beni bu kadar çok seviyorsa ben de onu sevmek zorundayım diyor. Eğer şimdi vaz geçersen kendi elinle Elfida'yı Hasta birine bırakmış olacaksın. Vaz geçersen, Elfida'yı ateşe atmış olacaksın. Karar senin, gitmek istersen çayını iç ve git. Ama kalıp mücadele etmek istersen kalk gidelim ve sende aşkına sahip çık. " diyerek Ateş'in gözlerinin içine baktı.
Ateş' in kafası karışmıştı." Cellad baba haklı olabilir mi? " diye geçirdi içinden.
********
Eylenceli bir yemeğin Ardından Yıldız timi, Aziz ve Sıla toplantı toplantı yapmak için ayrılmışlardı. Aynur, Elfida'nın kolundan tutup kulağına eğilerek" Sana bir süprüzim var. Dışarda kamelya da seni bekliyor. " dedi. Elfida" Ne süpriz mi? Abla sen bir tanesin. "diyerek yanağından öperek bahçeye gitmek için koşmaya başladı. Aynur diğer gençlere bakarak" Arkadaşlar size güzel bir haberim var. Arkadaşınız Ateş'i bulduk, Cellat müdürünüzün yanında " dediği anda Melek sevinerek " oleeey " diye bağırdı. Sonra" Abla buraya gelecek mi yoksa direk Kıbrıs'a mı gidecek?" diye sordu merakla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP RUHLAR LİSESİ
Mystery / Thriller#2 +18 şiddet içerir Karanlık hüküm sürer ruhunu kaybetmiş bedenlerde. Bakanlar onları güçlü sanırlar. Hasta bedenlerdir onlar. Ruhları kayıptır. Acı çekmeye alışmak kolay bir duygu mu sanılır? Acı ile yaşamak zevklimi geliyor sana? Yere düşünce...