KRL-24

25.1K 2.1K 2.1K
                                    

Elfida cevap vermek istiyordu ama Mezarcı durmuyordu. “Bir saniye durur musun?” diyerek durdurunca tam da Sıla’nın karşısına geçmiş oldu. Sıla ağacın arkasından hafifçe kafasını uzatarak baktığında, o uzun saç ve sakalın arasında parlayan gözleri tanıdı. Nefes almakta zorlanıyordu. “Aman Allah’ım! Çöpçüm, Aziz’im.” derken tüyleri diken diken olmuştu. Bayılmamak için kendini zor tutuyordu. Evet, bu Aziz’di; sapasağlam duruyordu. Kızıyla karşı karşıyaydı. Sıla’nın gözlerinden istemsizce akıyordu yaşlar.

Elfida tam cevap vereceği sırada uzaktan bir ses, “Mezarcı!”  diye bağırdı. Mezarcı ve Elfida aynı anda sesin geldiği yöne baktılar.

BÖLÜM 24

Sıla gözlerini ayırıp sesin geldiği yöne bakmamıştı. O an kıyamet kopsa o gözlere bakmaktan vazgeçemezdi. Sıla için şu an her şey yok olmuştu. Sadece Aziz ve aşklarının meyvesi Elfida vardı.

Mezarcı gördüğü kişinin evine gelen komiser olduğunu anlayınca, mezarlıktaki cesetler için peşime düşmüş olmalı, diye düşünerek elinde ajandayla kaçmaya başladı. Komiser, kaçtığını görünce peşinden koştu. Elfida’nın yanından geçerken ayağına takılan çelme düşmesine neden oldu. Komiser bileğini burkup acı çekmeye başlayınca Mezarcı’yı bırakıp Elfida’nın üzerine yürümeye başladı. Boğazından tutarak, “Ne yaptığını sanıyorsun sen?” diye bağırdı.

Sıla, Aziz’in kaçtığını görünce Aynur’a seslendi. Biraz uzakta olan Aynur koşarak geldi hemen. “Aziz şu taraftan kaçtı. Hemen o taraftaki adamları uyar. Peşine düşün, kaçmasına izin vermeyin. Hadi, durma!” diye bağırdıktan sonra koşarak Elfida’nın yanına gitti. Boğazını sıkmaya çalışan Yağız’ın kolunu tutup ters çevirerek mezarın üzerine fırlattı. İşaret parmağını sallayarak, “Bana bak, komiser parçası. Bu kızın saçının bir teline zarar verirsen şu işe yaramaz bedenini iki yüz parçaya ayırır, her parçanı ayrı bir ülkeye gömerim. O, Aziz’in kızı; Aziz’e ait olan bir şeye dokunmak intihardır. Anladın mı beni?” diye bağırdı.

Elfida şaşkındı. Annesini görmeyi hiç beklemiyordu. Daha şaşırtıcı olanı, Annesi Elfida’yı savunurken babasının ismi ile savunuyordu.

Komiser hışımla ayağa kalkarak, “Hanımefendi, siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz? Ben bu devletin komiseriyim.” dedi. Sıla sözünü kesti. “İstersen emniyet müdürü ol. Ne halt olursan ol. Aziz’in kızına kalkan eli ters çevirir, arkasına monte ederim. Bak, bu benim kızım ama daha önemlisi Aziz’in kızı. Aklını başına al, git efendi gibi görevini yap. Bana bulaşma.”

Komiser, Sıla’nın tehditleri karşısında iyice öfkelenerek belinden silahını çekti. “Hiç kimse beni bu şekilde tehdit edemez. Kaldırın elinizi.” diyerek silahını doğrulttu.

Sıla, “Sen adam olmayacaksın.” diyerek ıslık çaldığı anda Yağız’ın etrafını elli tane koruma sararak silahlarını doğrulttular. Yağız şaşkınlık içinde etrafına bakıyordu. Sıla, “Alın bunu, paket yapın.” diye emir verdi.

Korumalardan biri Yağız’ın silahını alırken, diğeri ellerini arkadan bağlayıp kafasına çuval geçirdi. Ensesinden tutarak arabaya doğru götürdüler. Sıla’nın öfkesi biraz olsun yatışmıştı. Elfida’nın yanına gitti. Kafasını göğsüne bastırarak, “Canım kızım, bir yerin acımadı ya?” diye sordu.

Annesinden beklemediği her hareket, onu biraz daha şaşırtıyordu. Sıla sarılmakla yetinmeyip, saçlarını koklayarak öptükten sonra Elfida’nın yüzünü avucunun içine aldı ve gözlerinden öptü. Elfida, “Anneciğim, iyi misiniz?” diye sordu.

Sıla gülümseyerek, “İyiyim Aziz gözlüm. Biricik kızım.” dedi.

“Yok, yok, gerçekten iyi değilsiniz. Anneciğim, bana kızmadınız mı?”

KAYIP RUHLAR LİSESİWhere stories live. Discover now