Okulun bahçesinde elinde telefon Fatih ile görüntülü konuşuyordu.  Fatih ayağa kalkamasada epeyce toparlanmıştı.  Üç gündür akşamları konuşuyorlardı. Aralarında ki soğuk buzlar ermişti.  İkisi de sevgi kelebeği gibi kıpır kıpırdı.  Elfida pek romantik olamıyor olmaya çalıştığında da beceremiyordu. Fatih ise her zaman ki romantik aşk adamıydı. 

Elfida nın gözlerine bakarak "  Gözlerin di beni benden alan.
Hasretindi ciğerimi dağlayan.
Hayalindi beni ayakta tutup güç veren,
Kavuşma ümidiydi ölmemi engelliyen.

  Hırcın çiçeğim, asi meleğim bir an bile senden ayrı kalmayı istemezken aylarca uzağında kaldım.   Ama artık bırakmayacağım seni. Ayrılmak yok sevdiğim asi meleğim. " dedi gülümseyerek.

   Elfida utandığı için yanakları kızarmıştı.  Fatih'in ona olan aşkı resmen onu büyülordu.  Elfida günlerce aylarca usanıp sıkılmadan Fatih'i dinliyebilirdi..  Mestane bir şeklide" Fatih beni hep böyle güzel sev olur mu? Hep böyle güzel konuş. Ben seni hiç bırakmayacağım. Bir daha hiç ayrılmayacağız. Kavuşmamıza az kaldı. Bundan sonra her zaman beraber olacağız. Annemle konuştum sen iyileşir iyileşmez bu okula geleceksin. Kaydın yapıldı bile. " dedi sevinçle. 

   Fatih gelen hemşirenin uyarısı ile beraber" Asi meleğim süremiz doldu hemşire hanım kapatmamı istiyor. Seviyorum seni görüşürüz " diyerek telefonu kamerasından el salladı.  Elfida da karşılık vererek telefonu kapattı.

   Bağçede oturduğu banktan kafasını göğe doğru kaldırarak yıldızlara bakıyordu. Fatih ile kavuştular anı düşünüyordu. Onunda kayıp ruhlar lisesine geldiğini hayal ediyordu ki yanına birinin oturduğunu anlayınca kafasını ona doğru çevirdi.  Oturan kişinin Melek olduğunu anlayınca hiç bir şey söylemeden yerinden kalkıp yürümeye başladı. Fatihi bıçakladı için onunla konuşmuyordu.  Melek te ayağa kalkarak peşinden yürümeye başladı. Elfida adımlarını hızlandırdıkça Melekte hızlanıyordu. Melek arkasından bağırarak "Özür dilerim binlerce kez özür dilerim. Yeter artık beni affet." diye yalvarıyordu. Elfida duymazdan gelerek yürümeye devam ediyordu.  Melek olduğu yerde durarak "Eli eğer beni affetmezsen şuracıkta kendimi keserim. Hem benim hemde karnımda ki sabinin katili olursun" diye bağırdı. Elfida bir an duraksasada yürümeye devam etti. Melek "Peki sen bilirsin" diyerek çıkardığı jilet ile kollarını kesmeye başladı. Kestikce canı acıyor bağırıyor ama kesmeye devam ediyordu. Elfida iki adım daha attıktan sonra durup "Kahretsin neden bu kadar zayıfım ki?" diyerek arkasına dönüp Meleğe doğru koştu. Jilet tutan elini tutarak "Ne yaptığını sanıyorsun. Bırak artık şu saçmalıkları." diye bağırdı. Melek derin derin nefes alarak beni affeden kadar kendimi kesmeye devam edeceğim. Ya ne olur beni affet artık. "diyerek ağlamaya başladı.

  Elfida sinirli bir şekil de" Bana bak Melek sen benim tercihime saygı duymadın. Beni hiçe sayarak sevdiğimi öldürmeye kalktın. Seni affetsem ne değişir. Artık hiç bir şey eskisi gibi olmaz. " dedi öfkeli bir şekil de bakarak. Melek ağlamaya devam ederek dizlerinin üzerine çöktü" Eli zor durumdayım. Beni ölmekten kurtardın bana söz verdin, yardım edecektin. "

" O söz Sen Fatih'i bıçaklamadan önceydi. "

" Ateşi öyle üzgün görünce bir an beynim döndü. Gözüm karardı."

"Ne düşündün. Sen Fatih'i öldürünce ben Ateş'i mi sevecektim. Onunla konuşmaya devam mı edecektim?"

"Dedim ya o an gözüm karardı. O çocuk abimi üzdü diye canını açıtmak istedim. Amacım öldürmek değildi. Ama bıçağı saplayınca ne oldu bilmiyorum hoşuma gitti. Bir daha bir daha sapladım. Her bıçağı saplayışımda dayanılmaz bir haz alıyordum."

"Hasta mısın kızım sen?  Bide bunu bana anlatıyorsun?"

"Bak ben sana olanları anlatıyorum. Cidden ilk bıçağı saplayışımda sadece canı acısın istedim. Ama sonrasında dürtülerime engel olamadım. "

"Melek bak bundan sonra arkadaş olmamız imkansız."

"Tamam git. Hadi git. Arkadaş olmayalım. Git beni yanlız bırak. Ben tek başıma çaresiz bi şekil de kalayım.  Zaten ben kendimi öldürmesem bile Ateş karnımda kini duyar duymaz hem beni hem Beton'u öldürür.  O günden beri Altı defa soğuk oda cezası aldı. Resmen kafayı yemiş durumda. Şu anda bile soğuk odada. Benim hamile olduğumu duyduğu anda bu sinirle ne yapar bi düşün. "

  " Tamam, bak sana yardım edeceğim. Amaa sakın arkadaşız dostuz diye düşünme. İstediğin olduysa kolumu bırak yatmaya gideceğim. " diyerek Meleğin elini kolundan ayırıp okula girdi.  Melek olduğu yerde çömelip ağlamaya devam etti.

  Elfida merdivenlerden yukarı çıkacağı sırada gözü koridorun sonun da ki soğuk odaya çarptı. Yatakhaneye gitmekten vaz geçerek ağır adımlarla soğuk odaya doğru yürümeye başladı.  Soğuk odanın kapısına gelince küçük camdan içeriye baktı. Kimse gözüküyordu.

    Yere oturup sırtını kapıya yasladı..  Kapının hemen öbür tarafında Ateş de  soğuk odada sırtını kapıya yaslıyarak ağlıyordu sinirden.   Elfida, Ateş'in ağlamalarını duysada tepki veremiyordu ama çok üzülüyordu.

********

Huruza elinde telefon yaptığı plan üzerine konuşuyordu. Karşıda ki kişi "Sen merek etme, o iş bende diye karşılık verince Huruza Yağız" Bak sorun istemiyorum acele etmiyeceksin. Her şeyi öğreneceksin.  Hiç bir şekil de deşifre olmayacaksın. "

  ⏬⏬⏬⏬⏬⏬⏬

BÖLÜM bitti.

  Arkadaşlar bundan sonra bölümün gelmesine siz karar vereceksiniz öyle ağır şartlarım yok. Şartlar yerine geldiği sürece bölümde gelecek.

1000 yorum buraya yapabilirsiniz.

200 etiket buraya yapabilirsiniz.

200 görü.

100 vote.

.......

Krl de yaptığımız yarışmada on kişi kitap almaya hak kazandı. Şimdide kırmızı Eldiven (İçimizdeki seri katil) kitabında yarışma yapılacak. Baş vuru başladı. Sizden istediğim gercekten yarışacak kişilerin katılması.

   İnstegram :  yazar_erkan_aksu lütfen takip edin.

KAYIP RUHLAR LİSESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin