57.BÖLÜM: "BERZAH KURŞUNU"

28.8K 984 240
                                    




Bölüm Şarkıları:

Ryder - Ruins

Victoria F. Beaumont - She's The Lucky

Blueneck - Sirens

🍂

57.BÖLÜMÜ: "BERZAH KURŞUNU"

Kalbim, ruhuma şirk koşuyordu.

Bir yaratıcı olduğuna inandığıma göre insanların ilk ruhu yaratılmıştı, sonra bedenleri. Bu durumda benliğimin en büyük söz hakkı ruhumun iken kalbimin onun önüne geçmesi bir nevi şirk oluyordu. Kalbime bir şey olsa belki bir kalp bulabilirdim ama yeni bir ruh bulamazdım. İşte bu yüzden ruh kalptan üstündü.

Ruhumun ihanet etmeyen bir kalbe ihtiyacı vardı.

Elzemim olan bu adam bana bakarken kalbim, ruhuma söz geçirmeye çalışıyor, onu ipin ucundan almaya uğraşıyor ama kalbim, sanki hiçbir şey olmamış gibi yüksek sesle şarkı söylüyordu.

"Birbirinize bakmayı ne zaman sonlandıracaksınız?" Memo'nun sesi, hem alaycı hem gerçekti. Haklıydı, ne zaman bitecekti bu işkence? Çünkü dakikalardır birbirimize bakıyorduk, bakışlarımızda bağlanan kablolar isyan bayraklarını çekeli çok olmuştu.

"Korku filmi gibisiniz," diyen Gülşah, Memo'nun cümlesinin sırtına vurarak destekledi.

"Bakma sen sevgilim," dedi, Memo. "Sen romantık film seversin, bana bak."

Behiç dahil üçü buna gülerken benim dudak kaslarımı bu adamın kor bakışları tutuyordu, tutmasa dahi bir şeye gülecek havada değildim. Ruhumun boğazını yaran kelimeleri, hala orada nabız tutarken harfler, eskiyip gitmemekte çok ısrarcıydı. Kelimelerin silah olduğu bu çatışmada kazanma şansımı yukarı çekmek istiyor ve onu tek darbeyle yere indirmek istiyordum.

"Gülşah bu paçavraları sen mi almıştın?" diye sorduğunda Bulut, bakışımızı bölmemişti ve sesi haddinden fazla tehlikeliydi. Bakışlarını ilk kaçıranın yenilen olduğu bir oyun kurmuştuk gözlerimizle sanki. Ben ısrarla onun çekmesini bekliyordum, suratındaki durgunluğu izlerken de yumaşmamaya çalışıyordum.

"Paçavra mı?" diye sordu, Gülşah. Sesinde hayret vardı. "Hale'nin üzerindekiler benim öğretmen maaşımın üç katı üç!"

Bulut bana bakmasa Gülşah'ı yerine kitleyecek bir bakış atacağından emindim.

"Bu işi sana veren de kabahat," dedi, dişlerini sıkarken. "Kış ayındayız, yaz ayında değil. Hoş, yazda bile giyilmez bunlar."

"Teşekkürler Gülşah," dedim, dudağımın bir kenarı onu sinir edecek bir biçimde kıvrılırken. "Seçtiğin her şey çok güzel."

Bulut bana az öncekinden daha sert bakmaya başladığında Memo hızla ayağa kalktı ve bakışmamızı kesmek adına aramıza bedenini soktu. "Yeter," dedi, sabırsız bir sesle. Onun bedeniyle gözlerim ondan ayrıldığında kasılmam yok oldu ve bedenim yavaş yavaş gevşedi.

"Yaşa sevgilim," diye seslendi, Gülşah. "Ben de mutfakta kalan yiyecekleri getireyim, başlayalım."

"Aynen, kurt gibi açım," dedi, Memo, onun gibi ayağa kalkan sevgilisine göz kırparken. İşaret parmağıyla gözlüğüne düzeltti ve bir bana bir Bulut'a sıkkınlıkla baktı. Gözlerimi devirerek ona karşılık verirken Gülşah, hemen arkamda olan mutfağa doğru yürümeye başladı.

"Ben de sana yardım edeyim," dedim, kaçmak için can atan bir hevesle. Eteğimi düzelterek ayaklandım ve Bulut'un sırtıma attığı kesici bakışlarıyla birlikte Gülşah'ın peşine takıldım. Gülşah ile aramızda sanki sorun olmamış gibiydi, bunu elbette sorun etmezdim ama yaptığının yanlışlığını kabul etmiş görünüyordu bana böyle davranarak.

HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now