23.BÖLÜM: "MÜREKKEP BALIĞI"

22.1K 1.1K 121
                                    

Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
~

Cılız ve haddinden fazla silik bir nefesi, alkolün ve terin keskin kokusuyla donatılmış havaya bırakırken duygularım, sansür ediliyordu. Omzumu yasladığım duvarın pürüzsüzlüğü hissederken etrafı, dumanlarla birlikte izledim. Fütursuzca içilen sigaraların sisli ve yoğun dumanları aldığım havaya zorluk yaşatırken, terlemiştim. Sırtım su içinde kalmıştı ve gözlerim onu arıyordu.

Altın sarısı, etrafı üzüm yapraklarıyla modifiye edilmiş saate baktım, yaklaşık on beş dakikadır yoktu. Saniyeler, dakikalara dönüşürken sonbaharda narinleşen ağaç dallarının hassaslığını taşıyan benliğimin kanatları, karanlığın somut ifadesini andıran suratıma çarpıyordu. Lise arkadaşları partinin en ücra köşelerinde keyiflerine bakarken beynim inleyerek dert yandı. Hâlâ lise arkadaşlarıyla görüşmesine şaşırsam da aralarında pek iyi bir ilişki yoktu sanırım. Ve ben hâlâ doğum gününü kutlayan insanı görememiştim. Bir yerlerde, herkesten farklı bir surat ifadesiyle gezmesi gerekiyordu.

Salonun köşesinde şiddetle beynime vuran müzikle dans edenler benim düşüncelerim kadar hareketliydiler. Televizyon ünitesinin önündeki ses sistemine uzanıp kocaman salonun sessizliğe bürünmesini o kadar çok istiyordum ki.

Mutsuzluk, bedenime ikinci deri misali yerleşmişti. Kot pantolonum ve kazağımla buraya yabancı olduğum besbelliydi, en fazla altmış kişin olduğu partideki insanlar, bana garip bir bakış atıp eğlenmeye devam ediyorlardı. Umursamıyordum, ama artık Bulut'u koca evin içinde bulmam gerekiyordu.

Köşeye sinip onu beklemek biraz saçmaydı, manyak herif resmen beni unutmuştu.

Etrafı, pili tükenmiş mumun arkasından izlerken gözlerim birine kar topu attı. Ve hiçbir tepki vermeden kar topunu suratına yemesine izin verirken, çabuk davrandı ve buz tutmuş taşı suratıma yedim. Yiyecek ve içeceklerle dolu masanın pervazına dayanmış, bir eli kotunun cebindeyken göz göze geldik. Soğuk bakışlarımı anında avcuyla kavradı ve bana hiç sıcakkanlı gelmeyen bir gülümseme gönderdi.

Siyah saçları ve birbirine birleşmek için ant içmiş kaşlarıyla benden oldukça büyük duruyordu. Sanırım bu partidekiler, Bulut'un yaşlarındaydı. Suratı sertti ve uzamış sakallarıyla hiçte iyi görünmüyordu.

İyi bir suratı yoktu, ama gözlerinden yayılan tehlikeli ışıltı, karanlığımı elektriklendirdi. Bakışlarımı kaçırırken bana doğru yaklaşan Atakan'ı görmemle zihnim duraksadı. Az önce beni dikizleyen adamın aksine samimi bir gülüşle karşıma dikildiğinde aldığım soluk, kalbimin duvarlarını tıkadı.

"Mutsuz görünüyorsun," dedi, yüksek bir sesle. Aldığı alkolün kokusunu suratımın her yerinde hissettim. "Sıkıldın mı yoksa?"

Gülümsemeye çalıştım. Ama bu ne kadar içten olmuştu, orası tartışılırdı. "Hayır, güzel ortam."

Yalan, dilimi ısırmıştı.

"Sen farklısın," dedi, Atakan. Sesi ilgili ve meraklıydı. "Şu kızların arasından dikkat çekiyorsun."

"Anlamadım?"

Güldü ve ellerini ceplerine yerleştirdi. "Zengin kesimden misin?" diye sorduğunda kaşlarım şaşkınlıkla havaya kalktı. "O yüzden sıkılmış olabilirsin. Zengin kesimlerin partileri farklı oluyor."

Kaşlarım yavaşça çatılırken, "Bu ev, gayet iyi gözüküyor," dedim.

"Kiralık," dedi kısaca.

"Anlıyorum," dedim şaşkınca. "Ben pek parti sevmem o yüzden."

"Aslında Zümrüt ve Aleyna'ya tanıdık geldin," dedi, sesini kısarken. "Ama ben seni ilk defa görüyorum. Bulut'la sevgili değilmişsiniz. Kusura bakma, yakın olduğunuzu görünce bir an öyle zannettim."

HÜKÜMDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin