28.BÖLÜM: "SOĞUK BEDENİN NEFESİ"

24.9K 1.1K 241
                                    

Geçmişimin tadı acıydı yıllar boyu,

Bu yüzden bir demir yumruk kullandım.

Zarafet yalnızca zayıflıktır.

Ya da bana öyle denmişti.

Soğuktum, acımasızdım

Ama ellerimdeki kan ödümü kopartıyor.

Jaymes Young - I'll Be Good adlı şarkıdan.

~

Tekerlekler, asfalt zeminde hiç bir sorun çıkarmadan kayarken az önce olanları düşünüyordum. Onun benim hakkımdaki düşünceleri, her gün nasıl değişebiliyordu? Onu anlayamıyordum, bu men edilmez bir gerçekti. Bulut, hızını artırırken görüş alanıma giren kırılmaya ant içmiş ağaç dalları koyu yeşillerimde bulanıklaşmaya başladı. Dizlerimin üstüne örttüğüm paltomu avuçlarımın arasına alırken başını kısa bir an çevirip bana baktı.

Arabanın içinde hâkim olan kuru soğuk, bacaklarımı titretirken bunu bilerek yaptığını biliyordum. Bu elbiseyi giydiğim için pişman olmamı istiyordu ve bu yüzden her zaman açtığı ısıtıcıyı açmamıştı. Vücudum kasılarak koltuğa yapıştığında gaza daha çok yüklendi, başımı çevirip ona bakmasam da, soğuk ve sert bakışlarıyla dikkatini yola verdiğini biliyordum. Yüzündeki kasıntı ifadeyi görmemeyi tercih ederken arabanın tüm camları sözleşmiş gibi aynı anda açıldı.

Göz bebeklerim şokla büyürken içeriyi ıslak ve acımasız bir soğuk kapladı. Saçlarım hırçın rüzgârın etkisiyle savrulurken benim tarafımdan giren soğukluk, yüzümü uyuşturmak için Bulut'la anlaşmıştı. Sürücü koltuğundaki camdan giren soğukluk, direkt olarak bacaklarıma vuruyordu. Sırtım soğuğun darbeleriyle kaskatı kesilirken arka taraftaki camları da açmıştı. Saçlarım darmadağın bir hâle gelirken emniyet kemerinin izin verdiği müddetle ona doğru döndüm.

Benim aksime soğuktan etkilenmeyerek araba sürmeye devam ediyordu, saç tellerim öne doğru takla atarak yüzümü kapladığında saç tellerimin arasından ona inanmayan gözlerle baktım. Şiddetle inip kalkan göğsüm soğuğa karşı meydan okumaya çalışırken, yoldaki diğer arabaların asfaltta çıkardığı sesler, zihnimi meşgul eden tek şeydi.

Asla yıkılmaz görüntüsünü yan profili eşliğinde bakarken araba, soğukla iş birliğini yapmaya devam ediyordu. Yolun gürültülü sesi, nefes seslerimizle birlikte çığlık atarken midem dehşet içinde sallanmaya başladı. Şoke girmiş bir ifadeyle ona baktım, siyah irislerini, sokak lambalarının aydınlattığı yola dikmişti. Yüzünü uğrayan rüzgârı yok sayıyordu ve ceketi bana doğru havalanıyordu.

Yüzüm karıncalanıyordu. Soğuk, dikenlerini, tüm bedenime saplarken Bulut arabayı daha hızlandırdı. Başıma keskin ağrı saplanırken yüzümü arşınlayan soğuğu elimle kapatmaya çalıştığımda ağaç dallarının hışırdaşmaları duyabildiğim tek şeydi. Kelimeler, ıssız ve sert soğuktan dolayı uçup giderken kanatlarının küçük tüyleri zihnimin ortasına düşüp durdu.

Oturduğum yerde kasılırken bacaklarım, yerinde durmayan çocukları gibiydiler. Dizlerimin kemikleri birbirine çarparken üst kısmı tül gibi olan elbisem kırışıyor ve bedenimden uçmak ister gibi kaçacak yer arıyordu. Onun intikamını zar zor aldığım nefesle birlikte hissettim, ciğerlerim nefreti, içeriye hızla kabul etti. Başımı cama doğru çevirsem, nefes alamayacak kıvama geleceğimi biliyordum.

Bedenim buz kütlesine dönüşürken tek çarem, onun merhametiydi. Direksiyonu sıkan parmakları kırmızı renge dönüş yapmıştı. Diğer tarafının uyuştuğunu bilmek can yakıcıydı, bana ulaşan o soğuk rüzgâr, ilk önce ona uğruyordu. Araba karların içinde buza dönüşüyordu, yaptığı hızdan dolayı başım dönüyor ve midem bulanıyordu. Boş midemin açlıkla sarsılırken titriyordum.

HÜKÜMDARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin