Bırakın sular yükselsin
Yer yarılsın
Bırakın içine düşeyim
...
Gittiğim zaman
Bul beni
Sığlarda.
Yağsın üzerime, kan lekeli bulutlardan
Denize açıl, sevgilim
Ve yalnız boğul benimle
Benimle birlikte boğul.
- Daughter - Shallows
●
Göz bebeklerinin derinliklerindeki mezara gömdüğü duygularının almak istediği intikamını bana gösterirken ruhunun kötülüğe meyilli olduğunu bir kez daha açıkça dile getiriyordu. Ruhundaki kocaman boşluğun haznesine doldurduğu öfkeyi pençe atan acımasız benliği, benim bedenimi parçalara ayırıp sakat ruhumu aç bir şekilde yemek istiyordu.
Karnım kasıldığında gözlerimi kaçırma isteğiyle dolup taştım, öfke saçıp kıvılcımından bir miktar gözlerime atmasını çok iyi biliyordu. Zihnimi çevreleyen işe yaramaz düşüncelerin işe yaramaz homurdanmaları, iç savaşımın temeliyken mantığımın üstüne konan endişe, adil oynamıyordu.
"Bulut'un hakkında söyleyeceklerimi bilmek ister misin?" diye sorduğunda panikle başımı iki yana olumsuz anlamında salladım. Bunun işe yaramayacağını, duymaya hazır olmadığım şeyleri yine de söyleyeceğini biliyordum ama o an kendimi durduramamıştım. Söyleyeceği her ne ise bunu ondan değil, Bulut'tan duymak istiyordum. "Ama önce ağzındakini çıkaralım, Bulut hakkında söylemek istediğin bir şeyler olabilir, bunu kaçıramam."
Hızla ayağı kalktığında uzun bedenini önüme dikti ve bana doğru hafifçe eğildi. Dudaklarıma yapıştırdığı bandın ucunu kavrayıp hiç beklemediğim anda ve hızlıca çektiğinde doğan acıdan anında gözlerim dolmuştu. Akmaması gerektiğini benimsediğim yaşları geri göndermeye çalışırken yüzümdeki küçük, belli belirsiz tüyleri de çekmiş ve tenimin kısa bir süre yanmasına izin vermişti.
Çarpık ve samimiyetten oldukça uzak bir şekilde yüzüme bakıp geri çekildiğinde dudaklarımdan dökülen kirli soluğu onun gözlerindeki alaya boşalttım. Elindeki bandı yere fırlatıp avuç içlerini birbirine sürttüğünde hemen üstümde asılan ampulün ışığındaki enerji bir gidip bir geliyordu.
"Tam bir şerefsizsin!" diye hiddetle bağırdığımda daha uygun bir kelime bulamamıştım. Bu kelimelerden güç alan içi ruhsuzla doldurulmuş kelimeler, zihnimde dudaklarımdan dökülmek için sıraya geçtiğinde Hakan'ın gözleri öfkeyle yüzüme fişek attı. Daha sonrasında bedeninin kaskatı kesilmesine razı oldu ve birbirine sürttüğü avuç içlerinden birini sol yanağıma hiddetle geçirdi.
Dilimin ucundaki kelimeler, onları birleştiren harflerini kaybettiğinde sol yanağımda çınlayan tokat sesi, hemen ardından duvarlara çarptı. Tüm bedenim anına katılaşırken tenimi yakan bir acı hissettim, avuç içine topladığı öfkenin kırıntıları tenimi usulca yaktı. Vurduğu darbeyle başım sağ doğru yuvarlandığında çığlık çığlığa bağıran saçlarımda yüzüme düştü.
Gözlerimden boşalttığım yaşlar, makamına geri döndüğünde sertçe yutkundum, gözlerimi derince yumsam yanaklarıma konuk olup ruhumu yakan yaşı hissedecektim. Bu yüzden gözlerimi açık tuttum ve titrek de olsa derin bir soluk aldım. Sızlayan yanağımdan uslanmadığımda başımı dehşet içinde kalan hislerimden onaysız bir şekilde doğrulttum ve ruhsuzca ona güldüm.
YOU ARE READING
HÜKÜMDAR
青少年小说? Hafızalarda kamçılanan bir ölüm. Kan ile kurulmuş bir örgüt. Gerçeklerin altında ezilmeye mahkûm olan bir köle. Gerçekleri ortaya çıkaran bir hükümdar. İki ruhun arasındaki şehvetin kör noktasında, siyah gökyüzünün altında yanan iki bedenin ac...