8.BÖLÜM: "PARAMPARÇALIĞIN SİMGESİ"

25.1K 1.2K 224
                                    

Alt ve üst kirpiklerim birbirlerinden ayrılırken gözlerimdeki bulanıklığı dağıtmak için kirpiklerimi kırpıştırdım. Yüzümü kaplayan saçlarımı elimle geriye iterken sızlayan bacaklarımı kendime çektim ve yatakta doğruldum. Ağzımdaki kuruluğu gidermek için yutkunurken dilimi dudaklarımın üstünde gezdirdim, dudaklarım çatlamıştı.

Uykunun esaretinden kurtulup, yorganı üstümden attım. Çıplak ayaklarım soğuk parkede birleşince karıncalandı, sırtımı gererek doğrulurken çatırtı duydum. Uzun saçlarımı arkaya doğru atarken yavaşça ayağa kalktım.

Kolerifer yanıyordu ama yatmadan önce camı açık bıraktığım için oda bir hayli soğumuştu. Camdan süzülen soğuk rüzgâr, perdeyi havalandırırken pencereye doğru yürüdüm.

Camı kapatıp, perdeyi çektim. Uyuşmuş bacaklarımı hareket ettirip odadan çıkarken duvardaki saate baktım, üçe geliyordu. Şaşkınlıkla saate bakarken yanlış olup olmadığını düşünmeye başladım, Bulut'la eve akşam üstü gelmiştik ve ben hemen uyumuştum. Yaklaşık yirmi üç saat uyumuştum.

"Oha," diye mırıldandım kendi kendime. Normal şartlarda asla bu kadar uyumazdım, en fazla yedi saat uyuabilirdim. Kilitlediğim kapıyı açıp, dışarı çıktığımda Bulut'un nerede olduğuna bakmaya başladım. Üstümdeki lacivert pijamalar bana ait olmasına rağmen büyüktü ve paça boyu yerde sürünüyordu.

Çıplak tabanlarımı parkede sürtüp, garip ses çıkartırken ilk salona baktım, orada göremeyince mutfağa baktım ama yoktu. Uzun ve dar koridora girdiğimde hiç bir odadan ses gelmiyordu, benim odamın dışında beş tane kapı vardı. Biri banyoydu ama diğerlerini bilmiyordum.

Banyonun çarpazında kalan kapının önüne geldiğimde açıp açamamak arasında kaldım. Açmadan önce kulağımı kapıya doğru yaklaştırdım, ses gelmiyordu. Kapının kulpunu tutup aşağa doğru çektiğimde kapı açılmadı. Bir kaç kez ittiğimde kilitli olduğunu anladım. Hemen yanındaki odanın önüne geçtiğimde yine ses var mı diye baktım ama yoktu. Kulpunu aşağa çevirdiğimde bu kapı da kilitliydi. Kaşlarımı çatarak diğer odanın kulpunu çevirdim, hepsi kilitliydi.

Gerçekten mi? Hepsini kilitlemiş miydi? Peki, o neredeydi? Tanımadığım bir evde tek kalmak içimi ürpertirken mutfağa geçtim. Mutfak masanın üstündeki küllükte saymadığım kadar çok bitmiş sigara vardı, pencere yine açıktı.

Camı kapatırken onları gördüm, gözlerimi kırpıştırırken dudaklarım şaşkınlıkla aralandı. Dalgalı saçları kalçasına kadar uzanırken ona çok yaklaştı, ellerini onun boynuna dolayıp, dudaklarını onun dudaklarına daha çok gömdü. Sude Çillioğlu tüm kadınlığını âşık olduğunu Bulut Üntekin'e sunuyordu.

Sitenin sokağında yaptıkları şey midemi burkarken Bulut'un eli Sude'nin kalçasındaydı. Diğer eliyle Sude'nin ensesindeydi ve başını geriye doğru atmıştı. Öpüşmeleri derinleşirken gözlerimi kaçırmadan onları izliyordum.

Yirmi üç yaşımdaydım ama böyle bir şey yaşamamıştım ve bu yüzden bana garip geliyordu. Lise yıllarımda sevgilim olmuştu ama hiçbir zaman bu kadar yakınlaşmamıştım. Öpüşmeyi sonlandıran Bulut oldu, yavaşça Sude'den ayrılırken yüzündeki ifadeyi uzaktan göremiyordum.

Bir şeyler konuştuktan sonra Sude Bulut'a yaklaşıp, dudaklarına buse kondurdu. Gülümseyip arabasına binerken Bulut'a neşeyle el salladı. Bulut'un hafifçe başını salladığını gördüm. Sude, arabasına binip uzaklaşırken Bulut apartmana girdi.

Kendime gelip, pencereyi hızla kapattım. Açlığım karnımdaki ağrıyı artırırken kendime bir şeyler hazırlamaya karar verdim. Buzdolabını açıp, kaşar peynir ve salamı aldım. Çekmeceden bir bıçak aldım ve ikisinden de birkaç dilim keserek buzdolabına geri koydum. Ekmek sepetinde duran sandviç ekmeğini aldım ve dilimlediklerimi içerisine yerleştirirken kapının açılma sesini duydum.

HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now