13.BÖLÜM: "CESARETİN HIRSI"

27.4K 1.2K 80
                                    

The Weekend - High For This

~

Ona şaşkınlıkla baktım. Dudaklarım aralanmış, gözlerim Çimen'in anılarıyla dolup taşmıştı. Şu an hissetiğim tek şey bir ekmek kırıntısına benzeyen sevinçti. Bulabilir miydi? Çimen'in katilini bulabilir miydi? Kalbim coşkuyla havaya zıpladı, düşüncelerim yoğunlaşarak beynimde garip bir sevinçe tutuldu. Küçük bir kız çocuğuna dönüştüğümü hissettim, sert ve despot babama sarılışım, gözler önüne serilirken Bulut'a sarılmak istediğimi fark eden zihnim donakaldı.

"Amacımın fısıltıdan çıkıp vaveylaya dönüşmesinden bahsediyorsun," dedim fısıltıyla. Sesimin altında yatan hislerin beni boğacağından korkuyordum.
Mat siyahları keskinleşti. "İstiyor musun?"

Kaşlarım çatılırken yüzümdeki ifade can çekişiyordu. "İstemiyorum, " dediğimde gözlerinde şaşkınlık tur attı. "Bu konuyu kapat."

Yapamazdım. Bunu kendim yapmam gerekiyordu, kimseden yardım alamazdım. Çimen'e bu konuda söz vermişken bana güvenmeyen bir adamdan yardım isteyemezdim. Çimen, Bulut'u altı yıl önce kızgın bir sesle anlatmıştı, kelimelerini net hatırlamıyordum. Ama onun büyülüyeci bir yakışıklılığı olduğunu söylemişti, sesindeki hayranlık beni bile dehşete düşürmüştü. Çimen kolay kolay bir erkeği beğenmezdi.

Çimen, Bulut Üntekin'i yakışıklı bulmuştu.

Yalan söyleyemezdim, öyleydi. Mat siyahları her kızı büyüleyebilirdi, bazen onun gözlerine bakarken kendi gözlerimden utanıyordum. Nasıl bir siyahlıkla boyanmıştı gözleri? Yüzü güzeldi, sertti. Kalbimin iç çektiğini duyduğumda zihnim gözlerini pörtletip feryatlar yaktı.
"Sen bilirsin," dedi kuru bir sesle. "Eline gelen fırsatı kaçırdın."

Merak içinde, "Nasıl bulacaktın?" diye sordum.

Dudaklarında tehlikeli bir gülümseme oluştu. "O büyük bir sır, güzelim."

Güzelim. Zihnim boğazını temizlerken ister istemez dudağımı dişleyerek ona baktım. Şu an karşımda yarı çıplak olmasını unutmuştum. Bronz teni parlarken kaçamak bir bakışla onu süzdüm. Göğsündeki hafif kılların kasıklarına kadar ulaştığını gördüğümde hızla gözlerine baktım. Sanırım aklımı kaçırmıştım. Sarsılarak uyandım.
"Onun ölümüyle ilgili bir şeyler biliyorsun sanırım," dediğimde gözlerini kıstı ve cümlemin devamı bekledi. "Sence de öyle mi? O bir cinayete kurban gitmiş olabilir mi?"

"Hâle," diye mırıldandı. "Onun hakkında da ölümüyle ilgili olanları da sen daha iyi biliyorsun."

Hüsranla omuzlarım çöktü, istediğim cevabı vermeyecekti. "Onun çakmak gazıyla ne işi olur? Çılgındı, yaramazdı ama içki bile içmezdi."

Kirpiklerinin arasından bana gizemli bir bakış attı. "Belki de kendini sana öyle tanıttı. Olamaz mı?"

Kaşlarımı çattım. "Onun hakkında bir şey mi biliyorsun? Açık açık söyle."

Bana düz bir şekilde baktı. "Yeterince açık konuşuyorum," dedi kibirle. "Az önce bu konuyu kapatmaktan bahseden sendin, değil mi?"

Ağzım açık, ona dik dik baktım. "Benden sakladığın bir şey var, Bulut."

Bana bıkkın bir bakış attı. "Ben sadece olaylara tek yönden bakmandan şikayetçiyim. Belki de bu yüzden onun katilini bulamadın."

"Bahsettiğimin bu olmadığını sende biliyorsun," dedim yüksek bir sesle. "Onun hakkında bir şeyler bildiğini söylüyorum."

HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now