50.BÖLÜM: "RUHUN BIÇAĞI" (2)

Start from the beginning
                                    

Göz kapaklarım istemsiz bir şekilde örtülürken dişlerimin arasından dilini sokup dilini ağzımın içine mahkum ederken dudaklarımdaki arayışını devam ettiriyordu. Alamadığım soluklar, ciğerlerime büyük bir baskı yaparken dudaklarımın kancasını onun üst dudağına sertçe geçirirken o da alt dudağıma yönelmişti.

Dudaklarımızdan çıkan çarpışma sesleri, kasıklarımda yakıcı bir sızıya neden olurken bacaklarımı birbirine bastırmamak için kendimi zor tuttuğum dakikalara girmiştik. Ensemi çekiştiren parmaklarını omzumdan belime doğru kaydırırken dilinin ağzımdaki arayışı dilimi bulmasıyla daha artmıştı.

Dili dilime temas ettiği an, boğazımdan yükselen büyük inilti, onun dudaklarına çarparak ağzının içine girdi. İnlememle ağzını ağzıma daha çok yapıştırıp tenime daha çok gömüldüğünde ensesinde duran parmaklarım, anında dağınık saçlarına tırmanmıştı ve şehvetin derin notalarına uyarak saçlarını çekiştirmişti. Parmaklarım, saçlarının arasında gezinirken dili, dilimle büyük bir uyum içinde ağzımda raks ediyordu.

Banyonun fayanslarına siyah şehvetler akarken ruhunda soluk soluğa kalan tutkuyu, dudaklarımın arasına arsızca boşaltıyordu. Üst dudağımı çekiştirip dişleriyle dudağımın kenarındaki yaraya savaş açtığında dudaklarının ıslaklığından ziyade başka bir sızı oluşmuştu. Bulut, açtığı savaşı emdiğinde duraksayarak dudaklarını ve dilini bende ayırmıştı.

Beline doğru bükülen bacaklarımın üstüne ellerini koyduktan sonra beni kendine daha çok yapıştırdığında ciğerlerime dolan solukları onun yüzüne sabırsızca bırakmaya başladım. Kirpiklerimi kaşlarıma doğru diktiğimde onu hafifçe kaşlarını çatmış dudaklarıma bakarken buldum. Siyah gözleri, büyüyen tutkunun saklandığı çarşafları üstünden çekmişti.

"Dudağın kanıyor," dediğinde anlamayarak boynunda duran elimi dudaklarıma koyacağım an, hırıltıyla soluyarak dilini çenemden dudaklarıma doğru sürttü. Saçlarına asıldığım parmaklarım sıklaşırken dilinde temas eden kanı görmemle gözlerimi kırpıştırarak ona bakmam bir olmuştu.

Bulut dudak çerçevelerimin etrafında ağırca dilini gezdirirken kasılarak ona yapıştım, dilinin ıslaklığı, damarlarımda dolaşan kanın yerini tutkuya bırakmasına neden olmuştu. Bedenimi kaplayan şehvetle titrerken ruhundan soluduğum sert şefkate bağlanmıştım. Baldırlarımın üzerinde duran parmaklarını, tenime acımasızca bastırırken boynunda bekleyen elim, omzuma tutunmuştu ve parmaklarımla kaslı omzunu sıktım.

Gergin kasları, daha çok gerilirken Bulut dilini çeneme doğru kaydırırken o kadar ağır davranıyordu ki, nefesim şiddetle hızlanmaya başlamıştı. Islak ve uzun dilini çenemde cila yaptıktan sonra dudaklarını da katarak çeneme derin öpücükler kondurmaya başladı. Sıkı solukları burnundan yüzüme çarparken adrenalinden bayılacak gibi hissediyordum.

Bulut'un tutkuyu salan dudakları, çenemden aşağı doğru tenime işkence çektirerek ilerlerken verdiği hazla, saçlarından asılıp onu kendime daha çok çekmekten başka bir şey yapamıyordum. Karşı koymak, şu an o kadar uzak geliyordu ki, teslimiyetin kanatlarının altına sokulmuştum.

Boynuma doğru arzulu soluklarla inerken başımı istemsizce geriye doğru atıp ona daha çok yer bıraktım. Dudaklarıyla boynuma sertçe ele geçirip dişleriyle de derin izler bırakırken dudaklarımdan hazla karışmış bir inleme çıktı. Dudaklarımdan çıkan sesle, boynumun derisinde yürüyen dudakların varla yok arası sinsice kıvrıldığını hissettim. Omzunu kavradığım parmaklarım, göğsünden karnına doğru ince bir yolda süzülürken parmaklarımda vücudunun kıvrımlarını hissedebiliyordum.

Dilini önce tenimde gezdirdikten sonra dudaklarını devreye sokuyordu, boynumu sert öpücükler bıraktıktan hemen sonra da dişlerini geçiriyordu. Yeniden inlemem için dudaklarımı kanatırcasına ısırırken dişlerinden sonra da orayı öpüyordu. Bunları ağırca yaparken hızlı etkisini tenime saplıyordu.

HÜKÜMDARWhere stories live. Discover now