Son Söz

2.3K 155 35
                                    


Bu kitap bittiğinde sizinle konuşmadığımı fark ettim. Telafi ediyorum. 

Sır Sepeti benim çok anlık başladığım, sadece keyif almak için yazdığım, kurgusu üzerine pek düşünmediğim bir hikayeydi. Nefes alma alanı derler ya, öyleydi. Ama fark ettim ki ben anlık başladığım kurgularda ortaya çıkan şeyi çok daha fazla seviyorum. Göldeki Ev de öyleydi, doğaçlama gelişen, beni de şaşırtan bir kurguydu ve başarıdan başarıya atladı, atlıyor da. 

Sır Sepeti de beni şaşırttı. Matruşka bebekler gibiydi, içinden neler çıktığını gördüğümde şaşkınlıkla bakakaldım ekrana. Evet katil belliydi ama başta değil, sonradan şekillendi. Hatta travmatik bir aile geçmişi yazmayı bile planlamamıştım. Beril yaşamını kendi seçti ve ona uygun olarak hikayeye ekleyeceğim unsurlar da belirginleşti. 

Kurguya dair en sevdiğiniz şey kusurlu karakterlerimin oluşuydu. Herkes hata yapıyordu ve kimse kendini parlatmıyordu. Parlatanlar da yine bunu kusurları sebebiyle yapıyordu. Gerçek insanlar gibi değil mi? Bizim gibi yani... Karakterlerimden bir parça bulabildiyseniz ve hatta kurgu kalbinize dokunabildiyse ne mutlu bana. 

Watty ödülü kazanamadık bu sene ama önümüzde neler bizi bekliyor bilemeyiz. Ödül olmasa bile çok güzel okurlar kazanıyor, bazı hikayelerin şanslı doğduğuna inanıyorum. Sır Sepeti listelere kolayca girdi, ritmik olarak okunması da artıyor. Kendini geliştiriyor. Nicelerine bebeyim, seni seviyorum.

Şu an Görünmez Bağ isimli korku gerilim türünde bir roman yazıyorum. Oraya gelirseniz yine beraber büyüyebiliriz. Sizi seviyorum. 

Büşünüz...

Sır Sepeti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin