Mahcubiyet

2.3K 228 7
                                    

Sarp'ı bir süreliğine gözden kaybediyorum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sarp'ı bir süreliğine gözden kaybediyorum. Belki tuvalete gitti, arka masalara geçti ya da bir ihtimal gördüğü şey onu kızdırdığı için çekip gitti. İçimdeki burkulma çok derin ama Anıl'ın varlığı çok yakın.

"Sen ona aldırma." diyor Anıl. Eli yavaşça belime doğru kayıyor. Arzulu bir dokunuş değil bu, yalnız değilsin demenin temaslı şekli.

Minnet dolu bir şekilde bedenimin yan tarafını ona yaslıyorum, başım omzuna kayıyor. "Sanki bir şey söyleyecek gibiydi." diyorum.

"Ama söylemedi. Söylememeyi tercih etti." Anıl'ın sesi o kadar kontrollü ki düşünceleri ya da hisleri hususunda hiçbir ipucu yakalayamıyorum.

"Haklısın." diyorum. Dalgın bir halde zemine odaklıyım.

"Peki sen ne isterdin? Asıl önemli soru bu." Yüzlerimiz birbirine dönük değil ama Anıl'ın delici bakışlarının hayali üzerimde.

"Bilmiyorum." Çok hafif omuz silkiyorum. Anıl'ın yanında büzülen, büzüldükçe küçülen bir peçete gibiyim. "Onu o kadar uzun zamandır görmüyorum ki... Bu süreçte kafamda bir sürü senaryo oluşturdum. Yazdım, çizdim. İlişkimiz o kadar iyiydi ki Anıl... Bir anda ne oldu da ayrıldı, bunu gerçekten bilmek isterdim. Bu yüzden konuşmasını istedim ama onu dinleseydim kendime büyük haksızlık etmiş olurdum. Ben bu yaşadığım süreci hiç hak etmedim."

O kadar uzun konuşuyorum ve Anıl o kadar sessiz duruyor ki bir an onun da Sarp gibi çekip gittiği hissine kapılıyorum. Sonra başımın Anıl'ın omzunda olduğu aklıma geliyor ve gülmeye başlıyorum. "Affedersin." diyorum elimle ağzımı kapatarak. Kıkırtım coşkun bir nehir gibi, akıntısı fazla.

"Birden fazla zıt duyguyu aynı anda hissediyorsun, böyle davranman çok normal." Anıl hala sakin, acaba aklından neler geçiyor?

"Sarp'ı hala seviyorum." Bir anda dökülüyor bu cümle dilimden. Ortam öyle bir hal almış ki kalbimi şeffaf bir kozanın içinde gibi hissediyorum. Anıl onu görüyor, biliyor ve her şeyin farkında. Bu yüzden bir şey gizlemenin lüzumu yok.

"Biliyorum." Anıl'ın sesi ilk kez titriyor. "Onun yerinde olmayı çok isterdim." Bunu duyduğum gibi Anıl'a bakıyorum. Gözbebekleri iri zeytinler gibi. Mahcup bir şekilde gülümsüyor ve sonrasında sadece, ne yapabilirim ki dercesine omuz silkiyor.

Sır Sepeti Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin