İnsanlar DM kutumu dolduruyor, sırlarını anlatarak rahatlıyorlar. Çünkü ben hiç kimseyim.
İnstagram'daki anonim hesaplardan sadece biriyim ama insanların işine gelirim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Bence düşmeli."
Arkadaşımın ne dediğini bir süre kavrayamıyorum. Aklım tamamen başka yerde. Telefon elimde ve hışımla ekrandaki harflere basıyorum.
sırsepeti: Sen ne yapmaya çalışıyorsun??
sepetkatili: Seni kötü alışkanlığından kurtarmaya çalışıyorum. Sosyal medya zararlı bir bağımlılık.
sırsepeti: TT listesine girmek için kimleri örgütledin?
sırsepeti: Hey! Sana diyorum.
sırsepeti: Nereye kayboldun?
sepetkatili: Sepet örüyorum da. Dalmışım. Ne diyordun?
sırsepeti: Sen manyak mısın?
sepetkatili: En az senin kadar. Hadi ama, hiç acıtmayacak. İnsanların sırlarını paylaştığın gibi... ben de senin sırlarını paylaşacağım. Ekmek kırıntıları gibi düşün.
Bir an ekrana bakakalıyorum. Birinin benim izimi sürmesi imkansız. En azından kardeşim öyle söylemişti.
sırsepeti: Yem atıyorsun. Başka bir şey değil.
sepetkatili: Bekle ve gör. Paylaştığın her sırra karşılık senin bir sırrın. Beni durdurabilirsin. Yeter ki insanların özelini paylaşmaktan vazgeç.
sırsepeti: Nesin sen. Sosyal medyanın Robin Hood'u mu?
sepetkatili: Kulağa havalı geliyor.
sırsepeti: Sana inanmıyorum. Benim kim olduğumu bilmene imkan yok.
sepetkatili: ...
Sinirden gülüyorum. Arkadaşım telefona gömülmüş başını kaldırarak bana bakıyor. "Bugün çok değişik bir gün oluyor." diyerek sesli bir nefes veriyor. Saçı kulağının arkasında ve sıra sıra dizilmiş minik halka küpeler göze çarpıyor. Arkadaşım parlamayı seven biri; her anlamda.
"Eve girerken bir haltlar yediğinden söz etmiştin."
"Evet ve tweetler tam da benim konumla alakalı aslında."
"@sırsepeti ile ilgili olduğunu sanıyordum." diyerek karşılık veriyorum.
"Zaten öyle ve biliyor musun o sepetin içinde ben de varım." Yüzündeki her bir çizgi buruşmak için hareket ediyor. "Bugün yine linçlendim ve insanlar her ne kadar o şahsın ben olduğumu bilmeseler de, zaten bir kere linç yemiştim."
"Bir bilmece gibi konuşuyorsun." diyerek eleştirel nazarlarla ona bakıyorum.
Yüzü kıpkırmızı. Utanıyor mu? Derin bir nefes alarak kırlentlerden birini kucaklıyor. Savaşa girdiğinin farkında ve sırrını bir anda ortaya döküyor. "Hesaptaki yasak ilişki yaşayan o kadın benim. İki kere linç yedim ve kocasıyla mutluluk pozları veren o kadının kazanmasına izin vermeyeceğim."
