Pürüz

2.1K 227 11
                                    

Ceren'le bir süre kendi köşemize çekiliyoruz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ceren'le bir süre kendi köşemize çekiliyoruz. Sosyal medyanın ışıltılı dünyasına adım atma zamanı.

Önce atılan tweetleri yokluyorum. #sepetinmaskesidüşsünmü etiketinde bir yığılma var. Umut üzerinden teoriler geliştirilmiş. Onu bulduklarında belki de sepeti bulacaklarını düşünüyorlar. Doğru yoldalar, ne diyebilirim ki. Adı Umut olan birkaç kişi ise takipçi kasmak adına troll akımının en matah olmayan hikayelerini uydurmuş durumunda. Kimse de onların anlattıklarına inanmış değil. Bu biraz içimi rahatlatıyor.

Sonra bu rahatlayışa şaşırıyorum. Aslında insanların başka bir Umut'a inanmaları işime gelir. Bana yaklaşma ihtimalleri bir hayli düşer ama içimdeki his... Tuhaf. Sanki beni bulmalarını ve böyle bir hesabı başarıyla büyüttüğüm için tebrik etmelerini istiyorum.

Çelişkilerle dolusun Beril. Hani olayın özü anonim olmaktaydı. Yoksa sende burnu büyüklerden mi olmaya başladın? İçimdeki ses susmak bilmiyor. Beni eleştiren, zehirli bir dili var. Rahatsız hissediyorum ve uygulamadan çıkıyorum. Gönderimi hazırlayarak kafamı dağıtabileceğimi düşünüyorum. Üstelik... bunu zaten yapmam gerek.

İnstagramdaki kişisel hesabımda pek bir hareketlilik yok, istek kutusuna düşen birkaç tanışalım içerikli mesaj mevcut. Üstünkörü tıklıyorum hepsine ve hiçbirini kabul etmeden geri çıkıyorum. Bu mesaj kısmını yerden yere vururuz, ah şu erkekler deriz, güleriz eğleniriz ama aslında tipini beğendiğimiz biri çıksa anında kabul ederiz konuşmayı. Öyle değil mi? Hepimiz şekilciyiz. Bize nasıl hissettireceğine ya da ruhumuzu besleyip besleyemeyeceğine bakmadan gördüğümüz şeyin peşine düşeriz. İtiraz etmeyin, içsel olarak aslında hepimiz böyleyiz.

Bildirimlere giriyorum sonra ve koltukta kıpırdanmama sebep olan bir şey görüyorum. "Sarp bana takip isteği göndermiş."

"Nasıl yani?" Ceren de şaşkınlıkla yanıma kıvrılıyor, kucağında kırlentlerden biri var. Telefonu yanına düşmüş. "Hesabına girsene."

Giriyorum. Zaten ara ara yokluyorum onu ama fark ettiğim ilk şey profil resmini değiştirdiği oluyor. Loş bir ortamda elindeki bir kağıtla meşgul görünüyor. Gözleri kısık, saçı dağılmış, üstünde kırmızı bir gömlek var.

"Origami mi yapıyor o?"

Origami. Kağıt katlama sanata. "Ne alaka?" diyorum Sarp ve kağıt arasındaki bağlantıyı kavrayamayarak. "O el becerisi gerektiren şeylere pek bulaşmazdı."

"Son yıllar onu da değiştirmiş gibi." Ceren bana bakmıyor.

Sarp'ın hesabı gizli yani daha fazla şey öğrenmek istiyorsam ben de onu takip etmeliyim. Bu çok cazip gelen bir düşünce ama yapamam. Sarp benden itinayla uzak durdu ve şimdi, beni takip ediyor olması düşündürücü. "Anıl beni arıyor, Sarp takip isteği gönderiyor." Ceren'e bakıyorum, kafam oldukça karışık. "Neler oluyor?"

"Seni bulmuş olabilirler mi? Yani belki de @sepetkatili hepsidir."

"Bu çok zorlama bir teori. Tamam Helin ve Anıl nişanlı, Umut da onlarla takılan biri ama ya Sarp... Sarp Anıl'ın yüzüne asla bakmaz."

"Bunu bilemezsin." Ceren yüzüme şefkatle bakıyor, sanki bana acıyor. "Sen yokken onlar çok yakın arkadaşlardı ve onların arasını bozan sensin. Belki de senin yokluğunda yeniden eski günlere dönmüşlerdir."

"Bunu yapmazlar." Derin bir nefes alıyorum. "Yapmazlar, öyle değil mi? Yani suçlu görünen ve cezalandırılan sadece ben olamam." Ruhumun hiçbir zerresi bu durumu kabullenemiyor. Onlar hayatlarına devam ederken ben pürüz olarak nitelendirilemem.

Pürüz Beril. Bu benim için çok ağır bir sıfat.

Sır Sepeti Where stories live. Discover now