Yarış

1.9K 187 29
                                    

Neye geç kalmıştı, bir süre çözemiyorum

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Neye geç kalmıştı, bir süre çözemiyorum. Beni Anıl'la birlikte görmesinden önce, konuşmak için çok fazla zamanı vardı. Kendimi yalnız ve bir çöp gibi hissettiğim, ailemin sadece teknik olarak hayatımda var olduğunu algıladığım ve buhrandan boğulacak hale geldiğim oldukça uzun bir zaman geçirmiştim. Ve gelen Anıl olmuştu, o değil. Konuşmak için geç kalmadıysa yanıma gelmek için mi geç kaldığından bahsediyordu.

Ne karışık bir durum. Bu yüzden sessiz kalarak onun konuşmasını bekliyorum.

"Bana duyduğun sevgi çok güçlüydü Beril ve ben onu un ufak ettim. Hiçbir kız sana yaptığım gibi bir muameleyi, sebebi ne olursa olsun hak etmez. Anıl'ı bir kenara atıp seninle konuşmalıydım, birlikte bir çıkış yolu bulmalıydık ya da... babam kendi pisliğini bir şekilde temizlemeliydi. Ben ne yaptım peki, kolay yolu seçtim. Seni bırakınca, Anıl'ın sessiz kalacağını ve rahat bir nefes alacağımı varsaydım. Seni kaybetmeyi hak ettim ve ben... konuşmak için geri geldiğimde o narin duyguların için geç kaldığımı anladım."

Suskun kalarak Sarp'a bakmaya devam ediyorum. Bu açıklamalara tek bir yorum bile yapmak istemiyorum.

Sarp defalarca yutkunuyor, yenilmiş bir insan tavrı içinde boynu bükük duruyor. "Ben seni kendimden uzaklaştırdığımda bir şekilde sen Anıl'a karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştın. Aranızdaki şeyi herkes ama herkes görebiliyordu. Ufak temaslar kaçınılmazdı, sürekli bakışlarınız kesişiyordu ve birbirinize yasak olduğunuzu biliyordunuz, buna rağmen uzak kalamıyordunuz. Doğum günü gecesi konuşmak istediğimde seni Anıl'la gördüm ve ilk kez o an, benden gerçekten de koptuğunu hissettim."

"Peki sen..." diyorum Helin'e. "Anıl'ın kulağına ne fısıldadın? Senden ayrılacağını söylemişti ama bir anda evlilik duyurusu yaptınız."

Helin tırnaklarını inceliyor, eflatun rengi ojeleri cilayla parlatılmış. "Kişisel verilerin korunması ıvır zıvırı işte. Sen Anıl'ın sadece Sarp'ın kız kardeşiyle konuşarak mı harekete geçtiğini düşünüyorsun. O insanları gizlice gözetliyor, evlerine ses kayıt cihazı yerleştiriyor ve daha bir sürü yasal olmayan şey yapıyor. Şu minik dudaklarım aralanıp konuşmaya başladığı anda Anıl'ın hayatı biter."

"Ya benimsin ya kara parmaklıkların diyorsun hı?" Ceren tıksırmayla gülme arası bir ses çıkartıyor ve Helin'i taklit ederek tırnaklarına bakıyor. Siyah ojeleri çoktan soyulmaya başlamış ve hatta tırnağının birinin ucu kırık. Helin ne kadar yapay bir kusursuzluksa Ceren de bir o kadar gerçek.

Yine de duyduğum her yeni şeyle midemin bulantısı artıyor. Suçlu bir çemberiz biz ve ahlak bize zerre değmemiş. Sonra düşünüyorum. Anıl sırlara düşkün, onları insanlara karşı kullanıyor ve yasal olmayan yollarla insanların hayatına kolayca sızıveriyor. "Katil sen misin Anıl?"

Sorum karşısında Anıl irkiliyor, bir hakaret işitmiş gibi kulakları kızarıyor. "Ben sana asla zarar vermem. Bu hayatta yanında olmak için her şeyi yapabileceğim tek kişi sensin. Neden benden nefret etmen için uğraşayım ki. Bu sırları öğrenmek eminim ki mideni bulandırmıştır, katil olsaydım böyle bir zemin asla oluşturmazdım." Ellerini iki yana açıyor. "O gece seni ben kazanacaktım ama kendimi kaptırdım. Senin isteğinle kafam karıştı, duramadım."

Gözleri doluyor, gözlerim doluyor. Titremeye başlıyorum. "Kazanacaktım da ne demek?"

"Partiden sonra Sarp'la konuştuk. Üzerine düşmeyecektik, senin karar vermeni bekleyecektik. Bu yüzden senden uzak durduk." Anıl konuştukça yalnızlığımın sebebi belli oluyor. "Ama senden hiçbir adım gelmedi, kimseye karşı. Sonunda Sarp'a dedim ki Beril'in bana karşı hisleri var ve bunu inkar edemezsin. Görelim dedi ve o yağmurlu günde yanına geldim. Sarp en başından beri bizi izliyordu, bunu planlamıştık. Bana karşı koyamadığını kendi gözleriyle görecek ve senin hayatından tamamen çıkacaktı. Eve kadar gelmemesi gerekiyordu, sen onu görmemeliydin." Anıl artık neredeyse tıslıyor, çenesi kenetlenmiş, dişleri baskıyla kırılacak gibi. "Her şeyi mahvetti."

"Siz ikiniz... her şeyi mahvettiniz asıl." Nefes alamıyorum. Kelimeler güç bela çıkıyor ağzımdan. Yakamı çekiştirerek odadan çıkıyorum. Beni kullanmışlar, diye düşünüyorum. Beni hiç önemsememişler. İçim çığlık çığlığa bağırıyor ve sonra ses tellerim gerçekten de uyanıyor. Toz pembe müstakil ev, o gün çığlıklarıma ev sahipliği yapıyor.

Sır Sepeti Where stories live. Discover now