Sorun da burada zaten. Hayatımda yaşanılacak pek fazla bir şey yok.
Sadece kardeşimden bahsettiğim için bir ailem olmadığını düşünebilirsiniz. Aksine anne ve babam hayatta, hatta evlilikleri oldukça sevgi dolu bir şekilde sürüyor. Onların ilişkilerindeki tek pürüz, yıllar boyunca sadece çocuklarıydı.
İlk çocukları olan ben, planlı bir şekilde dünyaya gelmiştim. İkisi de otuzlu yaşlarının sonlarına yaklaşmışken. Bir bebeklerinin olmasını deneyimlemek istemişlerdi. Kardeşimse tamamen plansız, sürpriz dedikleri cinsten bir çocuktu, çünkü benden sonra çocuk olayına tövbe etmişlerdi.
Yanlış anlamayın. Asla şımarık ve hayatı insanlara zindan eden bir çocuk olmadım. Sorun bende değildi, onların isteklerindeydi. Anne ve babam bohem bir yaşam tarzını benimsemişlerdi; bir mülk edinmek, bir arabaya sahip olmak, lüks bir restoranda leziz bir yemek yemek en son isteyecekleri şeylerdi.
Sıradan ailelerin isteyeceği pek çok şeyi onlar hayatlarından uzak tutmuştu. Babam doğanın kalbinde olmayı severdi; havanın her halini, güneşin açılarını, yaprakların rüzgarda salınarak düşüşünü fotoğraflardı. Haftanın pek çok günü kampa giderlerdi. Annem ise durmadan yazardı; hatırı sayılır bir kitle edinmiş birkaç kitabı bile vardı piyasada. Sonra da yayıncılık sektörünün keşmekeşinden bunalmış ve kendini senaryo metinleri yazmaya adamıştı. Bu senaryolarla kimse ilgilenmezdi ama o yine de yazardı. Yazmak beynindeki bir noktaya iyi geliyordu sanki ve hiç durmadan içerdi. Sigara, alkol... Ne bulursa artık. Kafası daima iyi dedikleri cinsten olurdu.
Babamsa bu zararlı alışkanlıklara elini bile sürmezdi. Dedim ya; doğa insanıydı o. Güya sağlıklı geçinirdi. Güya diyorum, çünkü evde hiçbir zaman bir düzen olmamıştı. Diğer aileler gibi belirli bir yemek saatimiz yoktu bizim. Acıkan kişi, dolapta ne varsa televizyon karşısında onu yerdi. Bazen kardeşimle birlikte o dolabın içinde hiçbir şey bulamazdık, çünkü ailem çoktan birkaç günlüğüne, bir yerlere kamp kurmaya gitmiş olurdu.
Diyorum ya biz onların hayatındaki pürüzlerdik sadece ve biraz büyüdüğümüzde pürüz olan bizi görmemeye başlamışlardı.
Başımızın çaresine bakabilecek yaşa gelmiştik neticede.
Bu, onlara yetiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sır Sepeti
General Fictionİnsanlar DM kutumu dolduruyor, sırlarını anlatarak rahatlıyorlar. Çünkü ben hiç kimseyim. İnstagram'daki anonim hesaplardan sadece biriyim ama insanların işine gelirim.