Tatlı Gece

2.5K 228 15
                                    

Seçimimiz Sarp'ın evi oluyor

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Seçimimiz Sarp'ın evi oluyor. Benim evim tatlı bir muhitte ama komşular fazla dedikoducu ve yaşlı olanlar bilirsiniz ki gençler hakkında kötü düşünmeyi huy edinirler. Kendi zamanlarıyla kıyaslarlar her şeyi ve belki de imrendikleri ama tadamadıkları özgürlüğü bir başkasında görmeye katlanamıyorlardır. Kim bilir.

Bu yüzden Sarp'ın evindeyiz. Bu geneli bir odalı dairelerden oluşan apartman, üniversite öğrencisi kaynıyor. Okulum biteli iki yıl oluyor, bazen o dönemlerimi özlüyorum ve buraya geldiğimde yaşlıları biraz daha iyi anlıyorum aslında. Ben tatmış olduğum bir şeye bile imrenerek bakıyorum burada, o yıllanmış insanlarsa çoğu şeye yabancı.

İçeri girdiğimizde kesif bir koku bizi karşılıyor. Antredeki parke zeminde ölü bir kuş var, boynu tuhaf bir açıyla bükülmüş. Yavruluktan yeni yeni çıkan kedimiz Gezgin bize bir hediye vermek istemiş anlaşılan. İstemsizce öğürüyorum ve tuvalete zar zor yetişiyorum. Kuş sadece bir şeyleri tetikledi, ben aslında Anıl ve onun tortularını kusuyorum. Sarp ben lavabodayken kuşu ortadan kaldırıyor, Gezgin'e mama ve su verip yanıma geliyor. Ben fayans zemine oturmuş haldeyim.

"Gel buraya, sana güzel bir bitki çayı hazırlayayım." diyor Sarp elini uzatarak. "Midene iyi gelir."

Başımı hafifçe sallayıp onun ince kemikli elini sıkıca kavrıyorum. Beni bir kelebekmişim gibi kolayca kaldırıyor ve ikimizi birden mutfak tezgahına sürüklüyor.

Vakit geldi. Böylece soruyorum. "Anıl'la nasıl tanıştın? Pek senin anlaşabileceğin bir tip değil gibi ama iyi arkadaşsınız." Kaşlarım havada.

"Çünkü onun kalbi güzel. Üniversitede, yurtta aynı odaya denk gelmiştik." Sarp bir yandan bardakları hazırlıyor, bir yandan da anlatıyor. "Hep bir abi havalarında takılır, sevdiği insanları koruyup kollar. Umut'a da o sahip çıktı zaten. Bizim grubun tutkalı gibidir, bizi bir arada tutar."

"Hakimiyet kurmayı seviyor gibi. Helin, Umut... ama tavırları sende pek işe yaramıyor." Yandan bir bakış atıyorum.

"Bazı insanları içgüdüsel olarak koruma ihtiyacı hissedersin. Kırılgandırlar ya da sosyal çevreden dışlanmışlardır. Elinde değildir, onlara yardım etmek istersin. Helin ve Umut'ta bence Anıl böyle şeyler hissediyor. Ben onlar gibi değilim, öyle değil mi?"

"Hiç değilsin hem de." Sarp'ın elindeki bardağı alıp onu tezgaha koyuyorum ve kollarımı Sarp'ın beline doluyorum. Sarp boynumu öpmeye başlıyor ve dudakları yavaşça yukarı çıkıyor. Dudaklarımız birleşiyor. O serinlik hissi hala bizimle. Öpüşlerimiz hızlanırken beni kucaklıyor ve yatağa taşıyor. Sırtım yumuşak yüzeyle buluşurken saçım denizdeki yosunlar gibi dağılıyor. Nefesim hızlanmış, Sarp hemen üstümde. Gözleri o kadar koyu ki kalbim biraz daha hızlı çarpıyor. Beni öpmesini istiyorum ve ona uzanıyorum.

Tişörtümü tek hamlede sıyırıyor. Her bir kıyafet parçasını çıkartırken beni öpmeye devam ediyor. Dudakları göğsümde geziniyor, tenim alev almış gibi yanarken dokunduğu yerler buza dönüşüyor. Tatlı bir zıtlık bu. Sonra onu bacak aramda hissediyorum. Sırtım yay gibi kavislenirken içim hazla doluyor.

Onu seviyorum, diye düşünüyorum. Sarp'ı çok seviyorum ve o da beni seviyor. Gözler, dokunuşlar yalan söylemez.

Derken sabah oluyor. Yatağın Sarp kısmı boş, ne bir not var ne bir mesaj. Arıyorum ve ona ulaşamıyorum. Telefonun kapalı olduğunu söylüyor robotik bir kadın sesi. Kalbime bir ağırlık çöküyor.

Sır Sepeti Where stories live. Discover now