Renkler

2.4K 229 9
                                    

Bir gün, Helin'in doğum gününde Sarp'la istemsizce denk geliyoruz

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Bir gün, Helin'in doğum gününde Sarp'la istemsizce denk geliyoruz. Bir bardayız, karanlık, loş, sarı aydınlatmalı bir ortam. Dış kısımda genişçe bir masa rezerve edilmiş. İlk gidenlerdenim, çünkü yapacak başka işim yok. Ceren kayıplarda, yeni biriyle görüştüğünü tahmin ediyorum. Sonradan da anlayacağım üzere şu evli adamla tam da o sıralarda tanışmış.

Benim de aklım pek yerinde sayılmaz. Bu yüzden Ceren'in üzerine fazla gitmiyorum. İyi arkadaşlara ihtiyacım var, iyi bir arkadaş olamayacak kadar yorgunum.

Anıl her şeyi organize ettiği için orada hazır ve nazır. Bar çalışanıyla gevezelik ediyor. Beni gördüğünde gözleri ışıldıyor. Elindeki bardağı çevirerek bana gülümsüyor. Başıyla gel işareti yaıyor. Beyaz bir gömlek giymiş, açık düğmelerinden gümüş bir zincir ışıldıyor. Krem renk keten pantolonuyla tam bir yaz çocuğu gibi görünüyor. Oysa yaz bitti, günler inanılmaz hızlı akıyor ve buna şaşırıyorum. Çünkü uzunca bir süre zamanın durmuş olduğu hissiyatındaydım. Ne büyük yanılgı.

Artık hüzünden çok kızgın hissediyorum. Bana kendimi kötü hissettirme gücünü birine verebildiğim için en çok da kendime öfkeliyim. Bu yüzden, beni gördüğünde yüzü ışıldayan birini görünce mutlu oluyorum. Yavaşça süzülüyorum Anıl'ın yanına. Beni süzdüğünü görebiliyorum ama bunu istemsizce yapıyor. Kendini tutamıyor. Göğüslerimi kararında gösteren dekolteli siyah bir elbise içindeyim. Elbise dar ve kıvrımlarımı belli eden bir şekilde vücudumu sarmış.

Bar tezgahına sırtımı yaslayarak Anıl'ın hemen yanında duruyorum. Kokusu ağaçların odunsu gövdesini andırıyor, vahşi ve sert. Ona sokulmak isterken buluyorum kendimi. Bu, yoksunluğun bir getirisi mi bilemiyorum.

"Daha iyi gördüm seni." diyor.

"Daha iyiyim." diyorum, öyle hissetmesem de. Bir şeyi kırk kere dersen olurmuş cümlesini iyi analiz edin. Dilinizdeki şey zamanla güçlenir ve fikriniz haline gelir.

"Buna sevindim. Sen ışıltılı birisin Beril ve hüzünlü olduğunda tüm renkler soluyor sanki. Sen hep gülmelisin."

Gülümsüyorum. Kendimi tutamadığımın bir belirtisi bu. Anıl'ın bana iyi geliyor olması çok tuhaf.

"İşte böyle." diyor neşeyle. "O dudakların hep kıvrılsın."

Dudaklarımı ısırıyorum ve bunun iyi bir sinyal olmayacağını fark edip hemen kendimi durduruyorum. "Burası güzelmiş." diyerek konuyu değiştiriyorum. "Sakin, dingin, kendini bulacağın bir yer. Helin sevecektir."

"Bugünün başrolü o, evet ama burayı... sana iyi geleceğini bildiğim için seçtim." Göz kırpıyor ve içeceğinden büyük bir yudum alıyor. Bakışlarım ona kilitlenmiş halde ve gülüşüm genişliyor.

Flört eden iki kişi gibiyiz ve Sarp, biz tam da bu haldeyken içeri giriyor.

Sır Sepeti Where stories live. Discover now