61.Bölüm

470 64 41
                                    

Bol bol yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Keyifli okumalar. (:

***

"Sen kafayı yedin herhalde?! Bu çok tehlikeli!" diye bir tepki gösterdi Meriç sinsi kızın planındaki kendi rolünü duyduktan sonra.

"Çocuk oyuncağı olacağını söylediğimi hatırlamıyorum. Elbette zor ve tehlikeli olacak."

"Eğer onu kandırdığımı öğrenirse bana neler yapabilir düşünmek bile istemiyorum." dedi Meriç oturduğu yerden kalkıp huzursuzca etrafta dolanmaya başlayarak.

"Sakin olur musun biraz! Rolünü iyi oynarsan anlamaz."

"Saçmalama Çağla ya, başka bir şey bul. Bu şekilde sadece ben kendimi tehlikeye atıyorum." dedi Meriç haklı olarak. Bu durum hiç hoşuna gitmemişti.

***

Koridordaki çalışanları görünce Okan "Merhaba millet, yeni iş arkadaşınız şirkete giriş yapmış bulunmakta." dedi yüksek sesle ve büyük bir gülümsemeyle.

"Merhaba Okan Bey. Hoş geldiniz." dedi sarışın çocuğa hayranlıkla bakan kız.

"Okan Bey mi? Lütfen bana sadece Okan deyin. Ben de sizinle aynı konumdayım. Hatta çok yakın olursak 'Oki' bile diyebilirsiniz." dedi çapkın çocuk yanındaki kızın saçını yavaşça kulağının arkasına atarak. Ağzı kulaklarında olan kız ise çoktan mum gibi erimişti.

"Nil Hanım'ın akrabasıydınız değil mi?" diye sordu çalışanların arasında olan gözlüklü çocuk.

"Evet, çok severiz birbirimizi." diye cevap verdi Okan gülümsemeyle.

***

"Daha planımın diğer kısmını duymadın. Asıl ben kendimi tehlikeye atacağım." dedi Çağla, Meriç'in tepkisine hafiften yükselerek.

"Öyle mi kahraman hanım?! Dinliyorum." dedi Meriç ikna olmamakla birlikte.

"Bu şekilde Nil'in dikkatini başka bir noktaya çekeceğiz ve asıl planımızı harekete geçireceğiz. Sonra devreye ben gireceğim." dedi Çağla tekrar sinsi gülümsemesini yüzüne yerleştirerek. Çağla'nın asıl amacı dediği gibi Nil Hanım'ın dikkatini Meriç'in yardımıyla başka bir yere çekmekti ve bundan faydalanıp Barlas Bey'in ölümünü iyice bir araştırmaktı. Oradan bir şey çıkacağına emindi ama bu sürede Nil'i oyalaması gerekiyordu elbette. İlk olarak Okan'dan başlamayı düşünüyordu. Sarışın çocuğun bir şey bildiğine neredeyse emindi.

"Önce bir asıl planını da duyayım da..." dedi Meriç tedbirli davranarak ve yeni ortağını dinlemeye başladı.

Çağla planını anlatırken Meriç'in yüzü şekilden şekile giriyordu ama en çok yüzünün aldığı şekillerden birisi korku ve şaşkınlıktı.

"Şeytan seni görse kendi mevkiinden istifa eder. Harcanıyorsun sen burada, bence Amerikaya geri dön orasını ele geçirirsin." dedi Meriç.

Çağla gülümseyerek "Mersi ama ailemi, şirketi ve seni bırakıp hiçbir yere gidemem." diye cevap verdi 'seni' kelimesinin üstüne basarak.

"Eksik olma diyeceğim ama yalan olacak, neyse hah." dedi Meriç gülerek ve kapının çalmasıyla yerinde zıpladı. Çağla'nın ise bakışları hemen çalan kapıya yöneldi.

"Yine mi basılacağız ya?!" dedi Meriç ağlamaklı bir ses tonuyla.

"Kaderin benimle yazılmış. Artık bunu kabullensen iyi olur." dedi Çağla hafiften gülerek.

Meriç "Allah yazdıysa bozsun. Kim geldi şimdi ya?!" dediği an kapının arkasından sesler gelmeye başladı.

"Sevgilim, Çetin ben." Kapıyı çalan kişi maalesef Çetin'di.

Entrikalar Prensi | bxbWhere stories live. Discover now