67.Bölüm: Özel Bölüm 2

498 55 113
                                    

Merhaba entrikalı keklerim.🐍👑

Bu bölümü gerçekten çok duygulanarak yazdığımı söylemek istiyorum. Tam anlamıyla özel, değişik ve oldukça olaylı bir bölüm oldu. ❤️

İyi okumalar... (:

***

Çetin, 6 aydır komada olan sevgilisini neredeyse gözünü kırpmadan ve bakışlarını ondan ayırmadan öylece izliyordu. Arada gözyaşları istemsizce yanaklarından süzülse de onları hiç hissetmiyordu bile. Tek hissettiği şey daha önce hiç tanışmadığı bir duyguydu. Hatta duygulardı... Çünkü daha önce hiç korkmadığı kadar korkuyor, hiç üzülmediği kadar üzülüyor, hiç kahır olmadığı kadar kahrolmuştu. Tabii bu duyguların yanında ek olarak derin bir öfke de vardı. Hem kendine, hem de Ali'ye büyük bir öfke besliyordu. Canı çok yanıyordu aşık çocuğun...

"Sesini duymadan, bana o güzel gözlerinle bakmadan, seni öpmeden, kokunu içime çekmeden geçti bu 6 ay. Koskoca 6 ay güzelim. Hani derler ya 'dile kolay' diye... Dilime bile kolay gelmiyor söylerken. Yutkunamıyorum ben. Seni koruyamadım ben. Affet güzelim, ne olur beni affet ve aramıza geri dön..."

Ne kadar anlatsa da bu acıya kimse ortak olamayacaktı, ne de kimse onu tam olarak anlayabilecekti. Bu yüzden çoğu zaman susuyordu. Sadece susuyor ve dua ediyordu...

Çetin omzuna dokunan el ile bakışlarını elin sahibine çevirdi "Hadi oğlum eve git artık. Bak kaç gündür durmaksızın buradasın, ne bir şey yedin, ne de içtin. Biraz dinlenirsin hem." dedi Meryem teyze buruk bir gülümseme eşliğinde.

Çetin önce başını 'hayır' anlamında salladı ve ardından "Gidemem... Ben iyiyim böyle gerçekten." diye cevap verdi ve tekrar bakışlarını komada olan sevgilisine çevirdi.

"Olmaz öyle ama canım oğlum. Meriç seni böyle görmesin, o da üzülür." dedi Meriç'in annesi titreyen sesiyle ve bir gözyaşı süzülüverdi yanağından.

Çetin, Meryem teyzeye dönüp 1-2 saniye baktıktan sonra yavaşça ona sarılmıştı. Bu sefer o arsız gözyaşları söz dinlemiyor arka arkaya süzülüyorlardı gözlerinden. Meryem teyze de Çetin'e sarılıp dayanamayıp sessizce ağlamaya başlamıştı.

Sarılıp ayrıldıktan sonra Meriç'in annesi gülümsemeye çalışarak "Biz güçlüyüz oğlum! Benim oğlum da çok güçlüdür ve bizi böyle görürse çok kızar. Biliyorsun, eğer konuşmaya başlarsa durduramayız sonra." dedi ağlamaklı sesiyle.

Üzgün çocuk hızlıdan gözyaşlarını silerek "Doğru! Toparlanmam lazım. Daha çok espriler yapacak benim güzel sevgilim. Daha çok mutlu edeceğim ben onu. Hele bir gözlerini açsın onu Dünya'nın en mutlu insanı yapacağım!" dedi Çetin umut dolu gözlerle.

"Elbette! Ayriyeten çok sağ ol oğlum. Hep yanımızdasın." dedi Meryem teyze eliyle Çetin'in kolunu sıvazlayarak.

"Ne demek, biz bir aile sayılırız. Lafı bile olmaz." dedi Çetin içten bir tebessümle.

"Hadi hadi, biz Salih amcanla buradayız. Koca bebek seni. Git dinlen artık, bir duş al, yemek yemeyi de unutma. Sonra yine gelirsin." dedi Meryem teyze. Çetin son bir kez yüzü yaralar içinde olan sevgilisine bakıp bir öpücük kondurdu onları ayıran cama ve hastanenin çıkışına yöneldi.

***

Çağla şirketteki geniş odasına ve rahat koltuğuna tekrar kavuştuktan sonra bir hayli mutluydu. Tabii içten içe belli etmese de canını sıkan bir durum da vardı. Meriç'in komada olması onun da canını sıkıp üzülmesine sebep olmuştu. Hatta bu üzüntüye o da anlam verememişti ama içinden gelen bir duyguyu dindirmekte zorlanıyordu.

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin