3. SEZON 86.Bölüm

472 38 163
                                    

Merhabalar... (: Yeni bir sezon ile yine birlikteyiz. Çok özlemişim.❤️ Aşırı derecede mutluyum, heyecanlıyım ve bu duyduğum güzel heyecanı umarım tüm sezon boyunca siz de duyarsınız. Üçüncü Sezonun ilk bölümüne yakışır bir biçimde 3000 kelimelik bol olaylı ve elbette entrikası eksik olmayan bir bölüm yazdım. Bu arada söylemeden geçemeyeceğim bu sezonun konuları, olayları ve entrikaları muhteşem ötesi. Daha ileriki bölümleri yazmamış olmama rağmen keyiften dört köşe oluyorum. Umarım beğenirsiniz...🙊🐍 Benim için motivasyon kaynağı olan oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyor olacağım.😊❤️

Keyifli okumalar... (:

***

Arka fonda çalan klasik müziğe aldırış etmezken, burnuna yemek kokusu gelmeye başlamıştı. Salondaki beyaz ve yerlere kadar uzanan perdenin rüzgarın esintisiyle uçuşu içini ferahlatmıştı ve lezzetli kokan yemeğin ardından pencereye yaklaşıp bir de temiz havayı ciğerlerine çekmişti. Huzur. İşte buydu... Çetin, sevgilisinin isteğiyle mutfağa daldığında ne tür bir yemek piştiğine bir göz atmıştı. Meriç ise kreşten az önce dönmüş olan kızıyla ilgileniyordu.

"Ne oldu birtanem, niye yüzün asık?" diye sordu Meriç kızının ellerini avuçlarının arasına aldıktan sonra.

"Kreşte sürekli beni sinir eden bir çocuk var. Oyuncaklarımı alıp kaçıyor." dedi küçük kız sinir bir şekilde.

Mutfaktan konuşulanlara kulak misafiri olan Çetin hemen olaya el atıp "Kimse benim prensesimi üzemez!" dedi ve kızının yanağına kocaman bir öpücük kondurdu.

"Sen şimdi hiç üzülmeden yarın okula git. Tamam mı prensesim?! Eğer yine seni sinirlendirirse patlat suratına, tokat, tekme, Allah ne verdiyse... Kapı gibi baban var arkanda." dedi Çetin küçük kızı kucağına alarak.

Meriç ağzı açık bir şekilde dinledikten sonra "Sevgilim saçmalama istersen..." dedi ve küçük kızı Çetin'in ellerinden aldı.

Ardından kızını bacağının üstünde oturtarak "Sorunlarımızı asla kaba kuvvetle çözmüyoruz birtanem. Entrika ile çözüyoruz." dedi Meriç geniş bir gülümsemeyle.

"Entrika nedir?" diye sordu şaşkın kız.

Çetin ise bıkkın bir nefes verdikten sonra "Hayır kızım, öyle bir şey de yok. Unut onu! Sen şimdi odanda güzel güzel oyna, sonra yemek yiyeceğiz." dedi ve kızı kaptığı gibi hızla odasına götürdü. Akabinde eşinin yanına geri döndü.

"Kızımızın da ablama yada eşime benzemesine izin veremem!" dedi Çetin koltukta onu sorgulayan gözlerle bakan eşine.

"Rahmetliyle ben bir miyim Çetin ya?! Aşk olsun!" dedi Meriç sitem ederek. Kırılmış gibi yapıp oturduğu yerden kalktı ve tam gidiyordu ki koluna sarılan elle birden kendini eşinin kolları arasında buldu.

"Aşk oldu zaten güzelim. Darılma lütfen, öyle demek istemedim." dedi Çetin birtanecik eşinin boynuna şehvet dolu bir öpücük bırakarak.

"Çağla'yı yetiştirmek için elinden gelenin en iyisini yaptığını, sürekli kendini çocuklar konusunda geliştirmek adına kitaplar okuduğunu biliyorum. Sen çok iyi bir ebeveynsin güzelim. Ama kabul et, entrikaya teşvik etmek pek iyi bir fikir değildi." dedi Çetin başı anca göğsüne eren hayat arkadaşına ve o çok sevdiği saçlarına bir öpücük kondurdu.

"Ha şiddete teşvik etmek çok iyi, öyle mi sevgili babamız?" diye sordu Meriç, ona sarılan kollardan kurtularak.

Çetin tekrar sevdiği çocuğa arkadan sarılarak "Kabul ediyorum, bu da iyi bir fikir değildi. İşte böyle konuşa konuşa, tartışa tartışa, bazen de sevişe sevişe doğru yolu bulacağız." dedi geniş bir gülümsemeyle.

Entrikalar Prensi | bxbWhere stories live. Discover now