58.Bölüm

540 72 43
                                    

Yorumlarınızı ve oylarınızı lütfen esirgemeyiniz. İyi okumalar. (:

***

"Tamam! Hisseler sizin olacak ama o görüntüleri kesinlikle sileceksiniz. Eğer silmezseniz o izlediğiniz filmde bu sefer madur karakteri oynayan siz olursunuz." dedi Levent Bey dişlerini sıkarak.

"Anlaştık." dedi Nil Hanım elini uzatarak. Karşısındaki adam ona elini uzatmayınca gülerek elini geri çekti.

***

2 GÜN SONRA...

Girdiği apartmanda asansör olmadığı için, merdivenleri kullanmak zorunda kalan sinsi kız, topuklu ayakkabı giydiği için ve daha önce bu kadar basamak yukarı tırmanmadığı için zorlanıyordu. Her adım attığında o topuklu ayakkabının çıkardığı ses ise onun hoşuna giden tek şeydi.

Bu küçük dairede yaşayacağı için hüsran içindeydi ama başka çaresi yoktu. Çağla, dairenin hemen girişinde topuklu ayakkabılarını çıkardıktan sonra, elinin ucuyla tuttuğu ev terliklerini isteksiz bir şekilde ayaklarına geçirdi.

"Bu minik dairede hala ev terlikleriyle gezmekte ısrarcı mıyız? Hiç alışık değilim böyle şeylere." dedi Çağla evin küçük salonuna adım attıktan sonra.

Babası Levent Bey göz devirirken, annesi Nazan Hanım "Çağlacığım, bak Meral Hanım bize neler hazırlamış." diyerek bakışlarıyla kaprisli kızına uyarıda bulundu.

"Aa ne zahmet ettiniz Meral Hanım. Çok mersi." dedi Çağla zoraki bir gülümsemeyle eski çalışanları olan kadına.

Levent Bey ve Nazan Hanım, eski çalışanları olan Meral Hanım'a onları kendi evinde ağırladığı için oldukça müteşekkirlerdi. Malum şirketin tüm hisseleri artık Nil Asıltürk'ün elindeydi ve Arslan ailesi ellerindeki tek gelir kaynağını ve servetini kaybetmişlerdi. Oturdukları ev ve dağ evi şirketin adınaydı. Dolayısıyla artık onların değildi ve taşınmak zorunda kalmışlardı. Daha önce biriktirmiş oldukları paralarını da şirkete yatırmışlardı, bu yüzden ellerinde sadece ufak bir meblağ kalmıştı. Ama o parayı başka bir eve çıkmak için harcayamazlardı. Levent Bey hariç, Arslan ailesinin diğer fertleri Nil Hanım'ın Levent Bey'i neyle tehdit ettiğini bilmiyorlardı. Yani Levent Bey'in, geçmişte ortağını öldürdüğünden habersizlerdi. Bu durumu saklayıp yalan söyleyerek, iş hayatında bulaştığı illegal işler yüzünden tehdit edildiğini söylemişti Levent Bey.

"Ne demek efendim. Lafı bile olmaz." diye cevap verdi Meral Hanım sevecen bir gülümsemeyle.

"Tekrar çok teşekkür ederiz Meral Hanım. Bizi kendi evinizde ağırlıyorsunuz, bu iyiliğinizi asla unutmayacağız." dedi Levent Bey çekingen bir tavırla.

"Lütfen efendim, ne demek. Kaç yıl boyunca ben sizin sayenizde bu eve ekmek getirdim. Dilediğiniz kadar kalabilirsiniz. Zaten yalnız yaşıyorum biliyorsunuz."

***

"Burada istediğin kadar kalabilirsin sevgilim. Sakın canını sıkma." dedi Meriç oldukça sevecen bir şekilde ve yanında oturan çocuğa sarıldı.

"Aynen. 'Ben size rahatsızlık vermeyeyim' falan gibi cümleler duymak dahi istemiyorum, ona göre." dedi Bora bir uyarıda bulunup, Çetin'i rahatlatmaya çalışarak.

Çetin önce sevgilisin saçlarına bir öpücük kondurduktan sonra "Çok sağ olun valla. Nasıl bu hale gelebildik hala aklım almıyor." dedi ve sıkıntılı bir şekilde ofladı.

"Toparlarsınız bir şekilde ya. Üzme bu kadar kendini. Hem ben Çağla'nın fakir hallerini çok merak ediyorum hah." dedi Meriç kendini tutamayarak ve klasik kahkahasını attı.

Entrikalar Prensi | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin